Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
Derviş değişik kaynaklardaki farklı bilgilere göre birkaç kere Almanya'ya gitmiş. Bu kaynakların birleştiği nokta; konservatuvar eğitimi için kardeşi Hamiyet Hanım ile birlikte 1927’de Berlin’e gittiği ve babasının vefatı üzerine 1932'de yurda döndüğü. Ama 1930'da değişen Belediye Kanunu ile kadınların seçimlere katılması üzerine Eminönü bölgesinden aday listesinde yer alarak seçimler için kısa süreliğine İstanbul'a geldi. Berlin'den yurda kesin olarak döndükten sonra Babıali’nin başarılı muhabirleri arasında yer aldı. Birçok gazetede yazıları, roman tefrikaları, söyleşileri yayımlandı. "Bu Başı Ne Yapalım?" da o dönemde Son Posta gazetesinde 31 Mayıs – 16 Eylül 1934 tarihinde 100 tefrika (Suat Suzan müstearıyla) olarak yayınlandı. Bu kitabında; Konservatuar eğitimi için Berlin'e giden iki genç kızın başına gelenleri anlatıyor. İkisinin de adı Fatma’ydı fakat birbirlerine “Fatoş” ve “Fafa” diye hitap ediyorlardı. Trenle yaptıkları yolculuk sıradan sayılabilirdi ama restorandaki karışan çantalar ve son dakika Berlin'e yaklaşırken işlenen cinayet olmasa. Tabii birde "Teddy" lakaplı Tevfik ile Fatoş arasındaki yakınlaşma vardı. Kızlar eğitim için geldikleri Berlin'de olanları bilmiyorlardı. Kadınları öldüren bir seri katil her yerde aranıyordu. Polis katili yakalamak ve olayı çözebilmek için ödül veriyordu. Bu da işleri iyice karıştırmıştı. Trende işlenen son cinayetten sonra bütün yolcular şüpheliydi, sorgulanacaklardı. Otele yerleşmeye çalışan iki kızda sorgulama listesine dahildi. Çantalarını boşaltmaya çalışan “Fatoş” ve “Fafa” bagajlarında fazla bir çanta olduğunu fark ederler, kimin olduğunu anlamak için açtıklarında onları büyük bir sürpriz beklemektedir... Berlin'de bulunanlar ile tren yolcuları oldukça kalabalık bir karakter listesi oluşturmakta. Türk rakkasesi Şehrazat olarak tanınan Münevver, 'ekselans' diye hitap edilen müsteşar Jorj, "Teddy" lakaplı Tevfik Mahmut ve arkadaşı Amerikalı boksör Jems Rowling, Macar asıllı ajanlar, ödül avcısı Beyaz Rus İvan Rabakoviç ve olaylara bir şekilde karışarak hikayeye dahil olan Andrea Albertini, Miss Fanny, Vasil ve diğerleri... Bu kadar kişi içinde benim hoşlandığım, gülümseten karakterler Jems Rowling ve İvan Rabakoviç oldu. Rowling; savaş gazisi eski boksör, iri yarı ve şişman olmasına rağmen kendine güvenen, esprili, özellikle de çözüm odaklı olmasıyla ilgi çekici bir karakter. Rabakoviç ise; ülkesindeki karıışıklıktan kaçarak canını zor kurtarmış bir Rus sığınmacı, dolayısıyla dili, kalacak yeri ve işi olmadığı için parasız, Berlin'in sefaletini arka sokaklarını temsil ediyor. Ödül parasının peşindeyken yaptığı akıl yürütmeler, günlük nafakası için bulduğu çözümler, uzlaşmacı tutumuyla sevimli biri gibi geldi bana. Baştaki yemekli vagonda olan tartışma / çanta karmaşası, karakter kalabalığı Agatha Christie kitaplarını anımsatıyor. Derviş'in değişik türde yazdığı eserler arasında bu kitabı polisiye olarak geçse de bana göre tam bir polisiye değil. Daha çok romantik bir aşk hikayesi diyeceğim ama o da değil. Karakterlerin hikayelerine kısaca değinilmiş olsa da derin değiller. Olaylar, mekanlar sanki yüzeysel. Diğer kitaplarında olduğu gibi ezilen kadınlara, feminist yan ağır basarak değinilmiş; arka sokaklardaki sefalet, sığınmacıların durumu toplumsal gerçekler ( tabii Almanya için), olarak yansıtılmış. Bu kadar gerilimin içinde mizahi öğeler taşıyan esprili sahneler de var. Casuslar, cinayetler olsa da tam bir polisiye değil; sanki biraz ondan biraz bundan tam oturmamış gibi. Yazar açısından bakılırsa, bu aslında başlayıp biten bir kitap olarak yazılmamış; gazetede tefrika edilsin diye günlük okur kitlesine hitap edecek şekilde kurgulanmış bir hikaye. Son Söz olarak Barbaros Altuğ'un yazısı ise bana yeterli gelmedi; daha önce okuduğumuz Şoför Mustafa'daki Serdar Soydan'ın analizi çok daha bilgilendirici dolayısıyla doyurucuydu. Suat Derviş'in kaleminin geçtiği aşamaları görmek, Berlin deneyiminin yazın yaşamına kattıklarını anlamak için okunacak bir kitap.
Bu Başı Ne Yapalım?
Bu Başı Ne Yapalım?Suat Derviş · İthaki Yayınları · 202227 okunma
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.