Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

216 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Zaman tünelinde köstebek misali
Mrs. Dalloway
Mrs. Dalloway
,
Virginia Woolf
Virginia Woolf
’un günlüklerinde belirttiği üzere deliliği ve intiharı incelediği, toplumsal düzeni eleştirdiği, bu düzenin en yoğun biçimiyle nasıl işlediğini göstermeye çalıştığı romanı olarak karşımıza çıkıyor. Zaman olarak 2022 senesinin haziran ayında 24 saate dahi ulaşmaksızın çok kısa biz anı ele alıyor. Bu noktada Londra’nın en güneşli ve insanı depresyona sokmayacak kadar güzel havalarının yaşandığı bir ay olan haziranın seçimi, kitapta geçen intihar olgusunun arkasında bu çevresel faktörün olmadığını vurgulamak için özel bir seçim mi acaba diye düşündürüyor. Big Ben’in her çalışında Londra topraklarında birbirine yakın ama özünde bambaşka yaşam öyküleri yaşayan insanların içsel konuşmaları, geçmişlerinden günümüze değişimleri ve ruhsal bunalımları bir tünelden diğerine geçermiş gibi kah aydınlanıyor kah kararıyor. İntihar- Ölüm- Yabancılaşma- Delilik: Woolf’un hem özel hayatında hem de bu kitabında özel bir yeri olan bu kavramlar, savaştan dönen bir askerin yaşadığı travmalar sonrasında topluma hiçbir zararı olmamasına rağmen delirdiği söylenerek toplumdan uzaklaştırılmaya çalışıldığı sırada karısıyla en mutlu olduğu anda hayatına son vermesi şeklinde karşımıza çıkıyor. Bu da bir başkaldırı özü itibariyle! Toplumsal açıdan onu iyileştirmek değil de pasifleştirmek için uğraşan sağlık politikasına boyun eğmektense ölüme kucak açarak bir başkaldırı! Okur olarak şöyle düşünebiliriz: Eğer asker ölüm yerine boyun eğmeyi seçerek yaşamayı seçseydi daha iyi olmaz mıydı? Hayır! Asker madden olmasa da manevi olarak ölürdü yine. Karısının anılarında mutlu ve cesur bir adam olarak kalamazdı. Ayrıca bir asker olarak savaştan nasıl etkilendiğini ve savaşın nasıl korkunç sonuçlar doğurduğunu gösteren bir imgeydi bu ölüm aynı zamanda. Mrs. Dalloway gibi insanların partilerinde bahsedilecek bir gevezelik unsuru olsa bile tat kaçırması vurucu! Entellik- Sınıfsallık- Kariyer: Bu kavramlar ile yoğrulan romanda, gördüğü güzellikleri anlamayan ancak onu bir filozof aktardığında duyarlılık gösteren entel takımını sembolize eden karakter seçimi etkileyici! Öyle ki kendi ülkesinde sosyalist tutumu sebebiyle Oxford’dan atılan Peter Walsh, Hindstan’a gidip döndüğünde ülkesinin değerlerini, kitaplarını, kültürünü bir kez daha hayranlıkla izler ancak biraz insan arasına karışınca yine kibire boğulduğunu görürüz. “Balık” metaforu ise muazzam güzellikte! Mrs. Dalloway’in sınıfsal açıdan kariyer ve rahatlık yönüyle hayatının aşkı yerine kabineye girme ihtimali olan Mr. Dalloway’i seçmesi de günümüz kadınlarında da görülen sınıf atlama ya da kocası/ sevgilisi aracılığıyla bir kariyer planı yapma durumunu yüz yıl öncesinde de olan bir olgu olduğunun göstergesi. Aşk: Kitapta aşk kavramı çok yönlü ele alınmış. Mrs. Dalloway, aşkını mantığına ezdirerek Peter Walsh’u terk etmiştir. Kocası Richard Dalloway ise güvenli limandır, ona destektir. Ayrıca karısına onu çok sevdiğini söyleyemese de ona bir demet çiçek alarak ve ona verdiği battaniye ile dinlenmesini sağlayarak aşkını gösterir. Keşke hem bunları yapıp hem de aşkını haykırsaydı ama bazen gerçek aşk sessizlik dilini de kullanabilir. Öte yandan uçarı eski sevgili Peter Walsh, hem Clarissa için mücadele vermeksizin çekip gitmeyi tercih etmiş hem de ona olan aşkını haykırıp dursa da arada bir sürü ilişkisi olmuştur. Hatta İngiltere’ye dönme sebeplerinden biri de Hindistan’da ona aşık olan mükemmel kadının evlilik durumunun düzelmesini sağlama yolu aramaktır. Aşk, lafta ve dürtüsel olarak heyecan yaşamakta değil eylemlerde gizlidir mesajına ulaşabiliyoruz. Lezbiyenlik- Evlilik- Annelik: Clarissa ve Sally karakterlerinin hayatlarında en mutlu oldukları ve radikal sol görüşlerini birbirleriyle paylaşarak güçlendikleri dönem, ikisinin de üst düzey sınıflardan erkeklerle evlenmeleri sonucu sona erer. İkisi de düşünsellikten uzaklaşıp annelik ve eş olma rollerine bürünürler. Kimlik dönüşümüdür özünde. Şu an bile kabullenmekte zorlanılan cinsel yönelim farklılığı o dönem için çok daha korkutucu olmalı. Gençliğin cesareti ve ayakları yere basan insanlara dönüşüm… Bu evliliklerden sonra bir daha kendi adlarını kullanmayan kadınlar, eşlerinin soyadlarıyla anılan insanlara dönüşürler. Sadece birbirlerini gördüklerinde kullanırlar adlarını. Kişilik parçalanması… Annelik konusuna gelince Mrs. Dalloway’in kızıyla iletişimi salt sahip olma odaklıdır ve kızı da bunu hisseder. Sally’nin ifadesiyle Clarissa’nın çiçek yetiştirmekten çok uzak olması da bunun göstergesidir. Anne olmak bir mevkidir o zamanda da günümüzde de. Toplumda bir sınıf daha! Kitapta altı çizilecek nadir yer olması da yine Woolf’un kendi ifadesiyle şu şekilde açıklanır: “Felsefe bir romana yedirilmemişse, bu cümlenin altını kurşun kalemle çizebiliyorsak, diyebiliriz ki ya felsefede bir yanlışlık vardır, ya romanda ya da her ikisinde birden.” Okunması zor ancak üzerine düşünmek ve arkadaşlarla hakkında sohbet etmek için güzel bir seçim.
Mrs. Dalloway
Mrs. DallowayVirginia Woolf · Kırmızı Kedi · 20214,600 okunma
··
176 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.