Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

varoluş
Doğanın hakiki simgesi her yerde her zaman dairedir, çünkü o yinelenmenin kalıbıdır; esasen bu doğadaki en genel formdur. Çünkü doğa gökcisimlerinin deveranından organik varlıkların doğum ve ölümüne kadar her şeyde onu müessir kılar. Zaman ve onun içindeki her şeyin dur durak bilmeyen akışında ardı arkası kesilmeyen bir varoluş yani doğa ancak böyle mümkün hale gelir. Sonbaharda böceklerin ufacık dünyasını gözlemleriz ve uzun bir uykuya, uyuşturucu kış uykusuna yatmak için yataklarını nasıl hazırladıklarını görürüz. Bir başkası kışı bir krizalit olarak geçirmek ve baharda dinçleşip mükemmelleşmiş olarak uyanmak için bir koza örer. Son olarak onların çoğu ölümün kollarında sükûna kavuşma niyetiyle yumurtalarını bırakmak, böylece bir gün bunlardan yenilenmiş olarak çıkmaları için, uygun bir yeri nasıl da dikkatle ve ihtimamla düzenlerler. Bu tabiatın büyük ölümsüzlük öğretisidir. O bize uyku ile ölüm arasında köklü ve esaslı bir farkın olmadığını, varoluşu birinin ancak diğeri kadar tehlikeye attığını açıklamaya çalışır. Böceğin bir kavuğu, bir deliği veya yuvayı hazırlarken, baharda çıkacak larvalar için yiyecekle birlikte buraya yumurtalarını bırakırken gösterdiği dikkat ve ihtimam ve ardından sükûnet içinde ölüşü insanın ertesi sabah için giyeceklerini ve kahvaltısını hazır hale getirirken gösterdiği özene ve ardından da sükûnet içinde yatağına gitmesine benzer. Aslında bu sonbaharda hayata veda eden böcek bizatihi ve hakiki özü itibariyle baharda kuluçkadan çıkacak böcekle, tıpkı uykuya dalan kişiyle ertesi sabah kalkan kişi gibi, aynı olmamış olsaydı böyle bir şey gerçekleşemezdi. Bu müşahedelerden sonra şimdi kendimize ve türümüze geri dönüyoruz. İleriye, istikbale doğru atfi nazar edip ardından âdetleri, uğraşları ve özlemlerinin tuhaf biçimiyle milyonlarca bireyle birlikte gelecek nesilleri zihnimizde canlandırmaya çalışıyoruz. İşte o zaman şu sorularla karşılaşıyoruz: Bütün bunlar nereden gelecek? Şimdi neredeler? Gelecek nesilleri içinde saklayan, dünyalara gebe bu hiçliğin zengin dölyatağı nerede? Bu sorulara gülerek verilen doğru cevap şu olmayacak mıdır: Münhasıran gerçek olanın her zaman olduğu ve olacağı yerden, yani şimdiki zaman ve onun muhtevasından başka nerede olabilirler? -dolayısıyla seninle gafil sorucu, sen ki kendi hakiki özün hakkında bu yanılgınla ağacın dallarındaki yapraktan farksızsın. Sonbaharla solup düşmeye hazır hale gelen bu yaprak yok oluşuna üzülüp kederlenir, baharda ağacı giydirecek taze yeşile bakıp teselli olmaz fakat feryat edip durur: "Ben bunlar değilim! Bunlar tamamen farklı yapraklar!" Ah, budala yaprak! Nereye gitmek istiyorsun? Ve ötekilerin nereden geleceğini zannediyorsun? Uçurumundan ürküp korktuğun hiçlik nedir? Hakiki iç varlığını, o varoluşa böylesine susamış olanı tanı; onu ağacın iç, esrarlı, sürgün veren gücünde bir kez daha gör ve tanı. Bu güç bütün yaprakların ortaya çıkışında her zaman bir ve aynıdır ve ortaya çıkış ve kayboluşla ona dokunulmuş olmaz. ~~~ Ölüm hakiki varlığımızın en iç özünü oluşturmayan fakat daha çok onun bir tür inhiraf yahut dalaleti olarak düşünülmesi gereken bir bireyselliğin tek yanlılığından kurtuluş anıdır. Hakiki özgürlük yine bu anda gelir ve az önce ifade edilmiş olan anlamda o “restitutio in integrum” olarak görülebilir. Ölenlerin birçoğunun yüzünde görülen huzur ve sükûnetin kökeni anlaşılan o ki sanki burada saklıdır. Kural olarak her iyi kişinin ölümü rahat ve huzur içerisinde gerçekleşir; fakat isteyerek ölmek, seve seve ölmek, neşeyle ölmek hayattan el etek çekmiş olanın, yaşama iradesinden vazgeçip onu yadsımış olanın ayrıcalığıdır. Çünkü sadece o salt görünüşte değil gerçekten ölmeyi ister ve dolayısıyla o kişiliğinin sürmesine ne ihtiyaç duyar, ne de böyle bir şeyi arzu eder. O bile isteye bildiğimiz varoluşu terk eder; ona bunun yerine gelen bizim gözümüzde hiçliktir, çünkü bunun karşısında bizim varoluşumuz hiçliktir. Buda dininin mensuplarının nezdinde bu varoluşun adı Nirvana, yani sönme, sükûna ermedir.
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.