"Keşke anlatacak gücüm olsa, seninle o kadar doluyum ki..."Sonsuz Maymun Teoremini duymuş muydunuz?
Öncelikle ben size bir şey sorayım o zaman. Daktilonun başında bir maymun var. Bu maymun ölürse yenisi geliyor, devam ediyor. 50 tuşlu daktilonun her tuşuna sonsuz bir hızla, adeta freni patlamış bir kamyonun yokuş aşağı salınımına eşit bir ivme ile yazmaya devam ediyor.
Peki bu maymun Shakespeare'in Hamlet isimli eserini yazabilir mi?
Hamlet ortalama 180 sayfa ve yine ortalamaya göre her sayfada 210 kelime var. Yine ortalamadan ilerleyelim her kelime 5 harf. Hepsini çarptığımızda kitaptaki toplam harf sayısı olan 189.000'i elde ederiz. Peki her harfin yazılma olasılığı nedir?1/50. Sonuçta 50 tuş var ve biz 1 tanesine basacağız. Bu durumda Hamlet'i yazabilme olasılığınız (1/50)^189.000.
Sonsuz küçük ama yine de limiti hesaplanmadığı ve sonsuz defa yapılacağı için sonsuz küçük bir olasılık var. Yani evet, yazılabilir. Hatta genelleyeyim:
Shakespeare'in tüm kitaplarını bu maymun rastgele tuşlara basarken yazabilir.
Daha da abartalım, bu maymun Shakespeare'in bütün kitaplarını kronolojik sıraya göre yazabilir.
Bu maymun kütüphanedeki bütün kitapları rastgele tuşlara basarken yazabilir.
Çok da uzatmadan son vuruşu yapayım: Bu maymun, 1000 kitap üzerindeki tüm kitapları kronolojik sırası ile yazıp, her birine ait alıntıları tesadüf eseri paylaşabilir.
Ne kadar küçük hesaplar, değil mi?
İşte.
Benim için bir şiir kitabı okumak,
etkilenmek
üstüne inceleme yazarak fikrimi belirtmek istemek bu kadar zayıf bir olasılıktı.
Sürekli değişiyoruz, bunun tekrar farkına vardım. Karakterimiz, ruhumuz, saflığımız, çocukluğumuz; sürekli bir değişim içerisinde. Değişimin temel prensibi de budur zaten. Ama...
"Günler geçti ve ben artık
hangisiyim bilmiyorum..."
Nedir bu kadar değiştiren? Ufak bir yaşam mı? Yaşantı mı?
"Yaşam belki
Bir kadının,
Her gün
Küçük Sepetiyle geçtiği
Uzun bir caddedir..."
Terk edilişler mi yoksa?
"Gittin
ve tüm umudum
Sevincim
seninle gitti..."
Gidene bir şey denilir mi?
"Gitmekte olan o kimseye
nasıl dur emri verilebilir?"
Furuğ... giden kişi değilse?
"Hiç kimse bilmiyordu
Yüreklerden kaçan o hüzünlü güvercinin adının
İnanç olduğunu..."
Teksin, birbaşına...
"Gece karanlık,
yol uzun
ve ben şaşkın..."
Her şey bitap olmuş, ama olsun; bak, gökyüzü hala güzel...
"bu gece gözlerimin semasından
şiirime yıldız yağıyor..."
32 yıllık bir ömür... bunu unutmayın. 32 yıl!
Hiçbir zaman 32 yıllık bir yaşamı okumayacaksınız. O çok daha fazlasını yaşadı.
Film... Film bitti albayım. Sanırsam başrol bendim. İzleyici bendim. Senarist bendim.
Kendim yazdım, kendim oynadım, kendim yıkıldım, kendim üzüldüm, kendim darmaduman oldum albayım.
Kelimelerse... çok can yakıyor albayım.