Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Sisifos Söyleni
Sisifos SöyleniAlbert Camus
8.1/10 · 8,3bin okunma
·
81 görüntüleme
Handan⠀ོ okurunun profil resmi
Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusun­da bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir. - Dünya mı güneşin çevresinde döner, güneş mi dünyanın çevresin­de, hiç mi hiç önemi yok bunun. - Yalnızca "çabalamaya değmez" demektir kendini öldürmek. - Varlığı yaşaması için zorunlu olan uykudan yoksun bırakan bu çok önemli duygu nedir? - Bir insanın bizim için her zaman bilinmez kaldığı, bizi aşan, indirgenmez bir yanı bulunduğu belki de doğrudur. - Dekorların yıkıldığı olur. Yataktan kalkma, tramvay, dört saat çalışma, yemek, uyku ve aynı uyum içinde salı çarşamba perşembe cuma cumartesi, çoğu kez kolaylıkla izlenir bu yol. Yalnız bir gün "neden?" yükselir ve her şey bu şaşkınlık kokan bıkkınlık içinde başlar. - Uyanışın ardından da sonuç gelir zamanla; intihar ya da iyileşme. - İnsanlar da insandışı bir şeyler salgılar. - Gene de herkesin sanki hiç kimse "bilmiyormuş" gibi yaşamasına ne kadar şaşılsa azdır. - İnsan düşüncesinin bir anlam taşıyabile­cek biricik tarihini yazmak gerekseydi, yapılacak şey bir­birini kovalayan pişmanlıklarının ve güçsüzlüklerinin tarihini yazmak olurdu. - Öyle ya, kim ve ne hakkında "Bunu biliyorum!" di­yebilirim ki? İçimdeki bu yüreği duyabiliyorum, var ol­duğu yargısına varıyorum. Bu dünyaya dokunabiliyo­rum, onun da var olduğu yargısına varıyorum. Tüm bil­gim burada duruyor, gerisi kurmaca. - Böylece bana her şeyi öğ­retmesi gereken bu bilim varsayımda sona eriyor, bu açıklık eğretilemeye gömülüyor, bu kararsızlık sanat ya­pıtında eriyip gidiyor. Bunca çabaya ne gerek vardı? - Düşünmek görmeyi, dikkatli olmayı ye­niden öğrenmektir, bilinci yönetmektir. - Bu düşüncelerin derin akrabalıklarını sezmemek el­de mi? Umudu dışarıda bırakan, ayrıcalıklı bir nokta çevresinde toplandıklarını görmemek elde mi? Ya her şey bana açıklansın istiyorum ya da hiç. Ama yüreğin bu çığlığı karşısında us güçsüzdür. Ruh bu gereksinimle arı­yor, çelişkilerden, saçmalamalardan başka bir şey bula­mıyor. - Kimi gerçekleri benimsedikten sonra, onlardan bir daha kopa­maz insan. Ödemek de gerekir biraz. - Her şey bir tek şeyle değil, her şey her şeyle açıklanır. - Her şeyi açıklayan tek bir düşünce yok artık, sonsuz sayıda nesneye anlam veren, sonsuz sayıda öz var. Dünya kımıltısızlaşıyor, ama aydınlanıyor da. Platon gerçekçiliği sezgisel oluyor, ama gene de gerçekçilik olarak kalıyor. - Beni çevreleyen, bana çarpan ya da beni gö­türen bu dünyada, bu kaostan, bu her şeyin başı rastlan­tıdan başka, kargaşadan doğan bu tanrısal denklikten başka her şeyi çürütebilirim. - Bu dünyanın kendisini aşan bir anlamı var mı, bilmiyorum. Ama bu anlamı bil­mediğimi, öğrenmenin de benim için şimdilik olanaksız olduğunu biliyorum. - Ben ancak insan ölçüle­riyle anlayabilirim. Dokunduğum şey, bana karşı direnen şey, işte budur benim anlamadığım. - Bir gün gelir, sahnede ve dünyada ölmek gerekir. Yaşamış olduğu şey şimdi karşısındadır. Açıklıkla görür. Serüvenin iç parçalayıcı, yeri doldurulmaz yanını görür. Bilir ve şimdi ölebilir. - "Hayır," der fatih, "eylemi sevmem için düşünmeyi unutmam gerekmiş olduğunu sanmayın. Tersine, inan­dığımı kusursuzca tanımlayabilirim. Çünkü ona var gü­cümle inanıyorum, onu açık ve kesin bir biçimde görü­yorum." - İnsan, bir yaşamın sonun­da, bir tek gerçeği kesin olarak öğrenmekle yıllar geçir­diğini anlar. - Kazanılmış dava olmadığını bildiğim için, yitirilmiş davalardan hoşlanıyorum... - Bir gün gelir, ya gözlemi ya eylemi seçmek gerekir. İnsan olmak derler bunun adına. - Evet, insan kendinde başlayıp kendinde biter, ötesi yoktur. - Dinsiz insanla­rın da Zeytin Dağları vardır. - Dostoyevski'nin tüm kahramanları yaşamın anlamı­nı sorgularlar. (Kirilov başlığı) - Yeryüzünün görüntüleri usa fazla takıldığı zaman, mutluluğun çağrısı fazla ağır bastığı za­man, insanın yüreğinde keder yükselir: kayanın yengisidir bu, kayanın ta kendisidir. Uçsuz bucaksız kederi taşı­namayacak kadar ağırdır. - * Sisifos'u dağın eteğinde bırakıyorum! Kişi yükünü eninde sonunda bulur. EK Dava'da, Joseph K. sanıktır. Ama neyle suçlandığını bilmez. Ken­dini savunmak ister kuşkusuz ama niçin, bilmez. Dava tanıyı koyar, Şato bir iyileştirme tasarlar. Ama bu­rada sunulan ilaç iyileştirmez.
Handan⠀ོ okurunun profil resmi
Kendime Not: Okuduğum dördüncü "Camus Şöleni"... Kitap genel olarak altı çizilecek onlarca cümle, üzerinde düşünülecek onlarca düşünsel durumla çevrelenmiş bulunmakta. Öyle ki fazla oluşları nedeniyle çoğunu kendime saklamak durumunda kaldım. Fakat ilgi çekici cümlelerin fazlalığı kitabın akıcı olması anlmına gelmiyor. Biraz da bu nedenle Sisifos Söyleni'nden önce bir kaç felsefe kitabı, hatta bir kaçta yazarın kendi kitaplarından okunmuş olunması gerektiğini düşünmekteyim. Bunun da nedeni eser dilinin genel olarak ağır olup bazı filozof ve eserlerine çokça atıf yapılması. Kitabı okumak istememdeki neden başlığıydı. Başından itibaren Sisifos'un hikayesine yapılan bir atıf ya da kurulan bir bağlantı umuduyla okumaya devam ettiğimi söyleyebilirim. Ve hatta zaman zaman bu güzel başlığın heba edilmiş olduğunu da düşünmeden edemedim. Fakat kitaptaki bölümler içerisinde sona doğru hakikaten Sisifos'a ayrılan bir kaç keyifli sayfa da bulunmakta. Son olarak okuduğum baskıya ek Franz Kafka bölümü bulunması benim için heyecan vericiydi. Zira daha önce Yabancı'nın Dava'ya benzerliği nedeniyle yoğun Kafka etkisi hissetmiştim. Kitap sayesinde kendime heyecanla okuyabileceğim bir kaç eser daha belirleyebilmek de benim için kitaba artı puandı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.