Bütün umutları tükenmiş, bütün imkanları elinden alınmış birinin zindanda yazdığı, benim de sıcak evimde, rahat koltuğumda mahcubiyet duygusu içerisinde okuduğum kitabın ilk cümlesiydi ve bu cümlenin sırf daha edebî bir giriş olsun diye öylesine yazılmamış olduğuna yazarın hayatı şahitti. Beni bu kadar etkilemesinin nedeni de buydu galiba.
Yaşam umudu ve yol göstericisi olduğu insanları, umudun ve yaşamın biricik sahibi olan Allah'a çağırırken; "Kurân, edebiyat değil, hayattır. Ona bir düşünce tarzı olarak değil, hayat tarzı olarak bakmak gerekir" diyerek sesleniyordu.