Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

416 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
DEĞERLENDRİME YAZISI Roman Künyesi: Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk, Pala İskender, Kapı Yayınları, 2004-Roman, 416 s. Kahramanlar: Birçok kahraman vardır çünkü roman 450 yıllık bir süreci anlatmaktadır. Kitabın ana kahramanları; Kütüphaneci, Fuzuli, Leyla, Kays (Mecnun) Rukal, Hürrem, Kanuni Sultan Süleyman, İbrahim Paşa, Günter Kafir, Atai Efendi, Halet Efendi, Nef’i, Nabi, Nedim, Şeyh Galib, Namık Kemal, Gökçe Ali, Veyis ve birçok kahraman daha. BC üyeleri; Sır koruyucu mu sırrın peşindeki kötü adamlar mı okurken siz görün isterim. Romanın kapağı: “Gök kubbenin altında insanın ruhunu soyan kötülükler ve giyindiren aşklar adına… Doğu ak ejder yılında yirmi üç bin yıllık gizem … Uzayın sonsuzluğuna açılan kapıyı keşfe çıkmış bilge rahipler, uğruna topluca can verdikleri bir sırrın, binlerce yıl sonra, bir şair tarafından aşkın derin katmanlarına saklanarak korunacağını bilselerdi… Ve şimdi kim bilebilir neler olacağını, Babil uyandığı zaman!?” Romanın arka kapağından bir kısım yazıları yukarıda verdim vermemin nedeni kitabın neden okunması gerektiği ile ilgili okuyucuya spoiler vermeden cevap vermek. Romanda Temel Çatışma: Roman bir kütüphanecinin sırrı taşıyabileceğini düşündüğü bir şaire sırrın temsili olan bir nesneyi ve sırrın manasına ulaşılmasını sağlayan bir cümleyi vermesiyle başlıyor. Ve bu sır 450 yıl boyunca birilerinin gayretiyle en önemlisi kitabın asıl kahramanı L&M kitabıyla korunuyor. Kitapta maddi aşkın nasıl maneviyata dönüştüğünü gerçek aşığın vuslatı nasıl yaşadığı anlatılıyor. Fakat bu anlatımlar romanın temelini oluşturan sırrın taşıyıcısı oluyor. Kitap aşkı anlatıyor macerayı yaşatıyor şairlerle tanışma imkânı sağlıyor saraylara konuk ediyor eski İstanbul sokaklarında gezdiriyor en önemlisi kısa bir süreliğine de olsa okuyucuya dost oluyor içini açıyor. Romanda üslup: Romanın çok farklı bir kurgusu var. Eline alıp okuyan aşk mı şiir mi tarih mi romanı olduğuna kesin bir cevap vermeyecektir eminim ya da fuzulinin düşündüğü gibi her şey aşktandır deyip konuyu kapatacaktır. Roman 450 yıllık bir olay örgüsünü içeriyor 450 yıllık kültürü, tarihi, yaşanmışlığı anlatıyor. Sürecin uzunluğundan dolayı bazı kısımları gereksiz bulduğumu söyleyebilirim. Kurgunun dışına çıkan olayların aşırı detayın olması yorucu olabiliyor. Kitap size bir kitabın anlatımını hayatını yaşadıklarını aktarıyor. Ara ara kurguya kapılıp acaba elimdeki kitap neler hissediyordur düşüncesine dahi kaptırdı beni. Romandaki gibi olsa kitapların dili olsa kim bilir günümüze kadar neler anlatılırdı. Romanda kültür: Birkaç asrın anlatımını içerdiğinden dolayı birçok kültür ele alınmış fakat dikkat çekici yönü kültürümüzü dinimizi her geçen gün anlam yitirmeleriyle yaşadığımızı gözler önüne seriyor olmasıydı. Kültür yine var ama kanuniden bu yana iyi olanın doğru olanın ne kadarını aldık veya şiirin önemsiz olduğu dönemde kültür ne kadar eksildi hayatımızdan kitabın mesaj olarak okuyucuyu düşünmeye sevk ettiği önemli konulardan biriydi diyebilirim. Roman ne anlatıyor: Roman ne anlatmıyor sorusu daha iyi olabilir sanırım çünkü yazının ilk kısımlarında belirttiğim gabi 450 yıl var bu yıllar içinde ne için yaşıyorumun cevabını arayan insanların varlığı anlatımı oldukça zenginleştirmiş 450 yılı 2-3 kez yaşatmış roman. Roman ilahi aşkı, dünyanın kederini, insanların; iki yüzlülüğünü, kötülüğünü, iyiliğini, saflığını, şiirin manasını, tarihin önemini anlatmış. Tek bir şeyi çok yönlü ele almış bu yüzden bazı yönleri sıkıcı gelebilir çok tarih sevmeyenler için çünkü bilgi yoğunluğu satırları birkaç bölümde ele geçirmiş. Romanda hayatınız için çıkarımlar yapacağınız çok güzel anlamlı beyitlere de yer verilmiş. Kitabın farklı yönlerinden biri de cinayeti işliyorsun fakat ne için işliyorsun ona göre suçlu veya suçsuz olduğuna karar veriliyor amacın masumiyet mi haklılık mı bilimsel gerçek için mi altın için mi oysaki cinayetin haklılığı olur mu ki okuyucunun cevaplayacağı soru ... Değerlendirmeyi kitapta beğendiğim beyit ve sözlerle bitirmek isterim. “Insanın bir niyet ve düşünce ile anlam kazandığını düşündüm.” “Padişah gibi bir köle muhteşem bir dilenciyim” “Eğer bile isen şu dünya için asla gam çekme ve tut ki dünya diye bir şey de zaten yok imiş.-NEF’İ” Derin ve anlamlı satırlar ...
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 200420,1bin okunma
·
107 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.