Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Merve Gençdal

(Hâşiye-2): Evet, durûb-u emsäldendir ki: Bir dünya güzeli, bir zaman kendine meftun olmuş âdi bir adamı huzurundan tardeder. O adam kendine teselli vermek için: "Tuh, ne kadar çirkindir." der, o güzelin güzelliğini nefyeder. Hem bir vakit bir ayı, gayet tatlı bir üzüm asması altına girer. Üzümleri yemek is- ter. Koparmağa eli yetişmez. Asmaya da çıkamaz. Kendi kendine teselli vermek için kendi lisanıyla: "Ekşidir." der, gümler gider. .....
Reklam
Evet hiç mümkün müdür ki, insan; umum mevcûdât içinde ehemmi- yetli bir vazifesi, ehemmiyetli bir istidâdı olsun da; insanın Rabbi de insa- na bu kadar muntazam masnûātiyle kendini tanıttırsa; mukabilinde insan îmân ile O'nu tanımazsa... Hem bu kadar rahmetin süslü meyveleriyle kendini sevdirse; mukabilinde insan ibadetle kendini O'na sevdirmese.... Hem bu kadar bu türlü nîmetleriyle muhabbet ve rahmetini ona gösterse; mukabilinde insan şükür ve hamdle O'na hürmet etmese; cezasız kalsın! Başıboş bırakılsın! O izzet, gayret sahibi Zât-ı Zülcelâl bir dâr-ı mücâzât hazırlamasın!..
O size neler emrediyor?" "Yalnız bir Allah'a ibadet etmeyi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamayı emrediyor. Atalarımızın tapmış bulundukları şeylerden de bizi nehyediyor. Namaz kılmayı, doğru olmayı, kimsesiz fakirlere sadaka vermeyi, haram olan şevlerden sakınmayı, ahdinde durmayı, emaneti sahibine vermeyi, akrabalarla ilgilenmeyi ve onları görüp gözetmeyi emrediyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dalgın ırmaklar mı akar içimde Neden böylesine kayıptır ruhum Dalgın mı bakıyor yaşlı bir kadın Gönlümün bin yıllık penceresinden
"Bizi bu saadete eriştiren Allah'a hamd olsun. Yoksa, Allah hidayet etmeseydi biz kendiliğimizden buna erişemezdik. Gerçekten Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirdiler." A'râf Sûresi, 7:43.
Reklam
Öyle insanlarız ki, bir orta seviyemiz yoktur. Ya herşeyin üstünde, ya da kabirde oluruz.
O, "ben Senin Rabbin değil miyim?" dedi. Sen "Evet" dedin. "Evet" demenin şükrü nedir, bilir misin? Çok bela çekmektir. Bilir misin bela çekmenin sırrı nedir? Yani fakr u fena dergahındaki halkaya katılmaktır. Dîvân-ı Kebîr, s. 157, Gazel 251.
وَ بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَ شَرِّهِ Başa gelen ister hayır olsun ister şer olsun kadere her yönüyle inanmak.
.. “Allahu Ekber” Sen, akılların yüzde bir bile büyüklüğünü kavrayamadığı bir celâl sahibisin, ey herşeyden daha büyük olan Kebîr! ..
29.lema
Celâli yüce olan Allah, ilmi ve kudretiyle herşeyden sonsuz derecede büyüktür. Zira O herşeyi bilen ve herşeyi yaratan öyle bir Hallâk-ı Alîm ve herşeyi san’atla ve hikmetle yapan öyle bir Sâni-i Hakîm ve rahmeti bütün varlıkları kuşattığı gibi her bir varlığa da hususî rahmet tecellileri olan öyle bir Rahmânü’r-Rahîmdir ki, kâinat bostanındaki şu dünya varlıkları ve gök cisimleri, apaçık, o herşeyi yaratan ve bilen Hallâk-ı Alîmin kudretinin mucizeleridir. Ve şu yeryüzü bağında serilmiş rengârenk süslü bitkiler ve açılıp saçılmış ve yayılmış çeşitli hayvanlar, zorunlu olarak, o herşeyi san’atla ve hikmetle yapan Sâni-i Hakîmin san’atının harikalarıdır. Ve bu bağın bahçelerindeki şu tebessüm eden çiçekler ve süslenmiş meyveler, gözler önünde, o rahmeti bütün varlıkları kuşatan ve her bir varlığa da hususî rahmet tecellileri olan Rahmânü’r-Rahîmin rahmetinin hediyeleridir. O kudret mucizeleri şehadet ediyor; şu san’at harikaları sesleniyor; ve bu rahmet hediyeleri ilân ediyor ki: Evvelkinin Hallâkı ve diğerinin Musavviri ve sonuncusunun Vâhibi olan Zâtın kudreti herşeye yeter, ilmi herşeyi kuşatır. Onun rahmeti ve ilmi herşeyi kuşatmıştır. Kudretine nisbeten zerreler ve yıldızlar, az ve çok, küçük ve büyük, sonlu ve sonsuz, herşey eşittir. O Sâni-i Hakîmin mucizeleri olan geçmişin bütün olayları ve garip şeyleri şehadet eder ki, o Sâni, Hallâk-ı Alîm ve Azîz-i Hakîm olduğundan, geleceğin bütün şaşırtıcı şeylerini yapmaya kàdirdir.
Reklam
Merve Gençdal
2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
0/15 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
15 kitap
0 sayfa
0 inceleme
11 alıntı
16 günde 1 kitap okumalı.
"Her nefis ölümü tadıcıdır." Âl-i İmrân Sûresi "Muhakkak ki sen de öleceksin, onlar da ölecekler." Zümer Sûresi
Amelinizde rızâ-yı İlâhî olmalı. Eğer O râzı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O râzı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktizâ ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir. Onları da râzı eder. Onun için, bu hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.
Her şey gibi, elbette gençliğin dahi lezzetleri gidecek. Eğer ibadete ve hayra sarf edilmişse, o gençliğin meyveleri onun yerinde baki kalıp, hayat-ı ebediyede bir gençlik kazanmasına vesile olur.
Dünya gamından geçip, yokluğa kanat açıp, Şevk ile her dem uçup, çağırırım, dost, dost!
215 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.