Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Siyasi ve bilimsel gelişme arasındaki koşutluğun bu oluşsal yönü hakkında artık herhangi bir kuşkuya yer kalmamıştır sa- nırım. Öte yandan koşutluğun, bu ilk yönüne anlamını kazan- dıran ikinci ve daha derin bir boyutu vardır. Politik devrimlerin amacı, siyasi kurumları, gene bu kurumların yasaklamış olduğu yollardan değiştirmektir. Dolayısıyla devrimin başarması, bir diz (kurumdan yenileri uğruna vazgeçilmesini zorunlu kılar ve arada, toplumun tam olarak hiçbir kurumca yönetilmediği bir geçiş dö nemi yaşanır. Başlangıçta siyasi kurumların konumunu zayıfla tan yalnızca bunalımın kendisidir, tıpkı paradigmaların işleyişini zayıflattığını gördüğümüz gibi. Sonra giderek artan sayıda birey siyasi yaşamdan yabancılaşmaya ve bu ortam içerisinde gittikçe daha kural dışı davranmaya başlar. Bunalım derinleştikçe bu bireylerin çoğu toplumun yeni bir kurumsal çerçevede tekrar ku- rulması için ortaya atılmış somut bir öneriye bağlanırlar. Bu nok- tada toplum rakip parti ya da cephelere ayrılır. Biri eski kurum- sal işleyişi savunurken, diğerleri bir yenisini kurumsallaştırma çabasındadır. Bu kutuplaşma bir kez oluştuktan sonra da, siyasi çözüm olasılığı ortadan kalkar. Siyasi değişimin hangi kurum- sal eksen üzerinde yürütüleceği ve değerlendireceği konusunda farklı görüşler benimsedikleri ve bu devrimci ayrılıkta denge unsuru olacak herhangi bir kurumlar-ötesi merci tanımadıkları için, devrimci çelişkiye taraf olan kesimler son aşamada kitleyi ikna edecek ve çoğu kez zor kullanmaya kadar varan yöntemler kullanmak zorunda kalacaklardırlar. Devrimlerin, siyasi kurum- ların evriminde çok önemli bir işlevleri olmasına karşın, bu işlevi görmeleri bu nedenle biraz da politika-dışı yahut kurumlar-dışı özelliklere sahip olmalarına bağlıdır.
Sayfa 184
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.