İnsan ailesini seçemez ama hikayesini anlatmayı seçebilir... acıyı işe yarar kılmak büyük uğraş gerektirir, özellikle de acı çeken için..
Miras, Vigdis Hjorth tarafından yazılan, çocukken babası tarafından cinsel istismara maruz kalan ellili yaşlarında bir kadın kahraman Bergljot’un, babası öldükten sonra aileye kalan miras sürecinde yaşadıklarını anlatan bir romandır.
Kitap yayınlandıktan sonra hem Norveç’te hem de yayınlandığı ülkelerde geniş bir okur kitlesi edinmiş. Ödüller kazanmış.
Kitabın bu kadar ilgi görmesinin nedeni yazarın yaşadıklarına dayanarak kurgu yapması..
Yazar ya da kitaptaki adıyla Bergjlot kitapta daha çok suçu işleyen babası ile değil (Babasını seviyor, onun kendisine yaptıkları ile baş edemediğini, itiraf etmese de - aslında annesine itiraf edecekken susturuluyor, bu durumda herkesin kaybeceği şeyler, ödeyecekleri bedeller var- içine kapandığını ve kendisini cezalandırdığı görüyor. Suçu işleyen ile değil, suçu ört bas eden, gizleyen, açığa çıkmaması için her türlü reddi kullanan kardeşleri ve özellikle de annesi ile çatışıyor.
Bu durumda Kitapta anlatılan yoğun olarak madur ve taciz eden hesaplaşması değil; bu suça göz yuman, görmezden gelen; Bergjlot' a inanmamayı tercih eden anne ile kardeşlerin hesaplaşmasına dönüyor.
Burada çıkar ilişkileri var, toplumda statü kaybetme var, bunların getireceği sorun ile hesaplaşamama var; en baştan anlamadan, dinlemeden, hayâl ürünü diyerek red etme var.
Konuyu ele alış yönünden yazarı tebrik etmek gerekiyor. Anlatısını yaparken istismar ile ilgili irite olunabilecek detaylara girmiyor, ajitasyon yapmıyor, duygularını olabildiğince yalın aktarıyor.
Yazarın hikayesinde özyaşantısından kesitler taşıdığını ifade etmiş.
Bu durumda kız kardeş Miras ta anlatılan aksini anlatan karşı bir hikaye yazıyor.
Miras konusu itibariyle ilgi çekmiş, dünya çapında büyük okuyucu kitlesine ulaşmış bir roman..
Kitap geçiş metinleriyle zenginleştirilmiş..
Bosna savaşı, Filistin meselesi; yine hikayesi ilgi çekecek pek çok film, roman , tiyatro eseri, şiir, müzik de dahil örneklendirerek; Freud ve Jong dan alıntılar yaparak anlatımını zenginleştiriyor.
Rüyaları ile yaşadıklarını ajitasyona girmeden okuyucuyu kalbiden vuruyor.
Zor konu, sindirmek kolay değil..
Konusu itabariyle ilgi duyanlara tavsiye ederim.
Çok alıntı bıraktım.
Şöyle bitirmek istiyorum.
“Babam iki büyük çocuğundan korkmuş, onlardan kaçmıştı çünkü ona yaptığı kötülüğü hatırlatıyorlardı, onlara yaptıklarından dolayı onlara tahammülü yoktu.”
“Bana yaptıklarından dolayı bana tahammülleri yoktu.”
"İnsan gençken kendini bir bütüne, insanlığın temel ilkelerine bağlı hissetmez, insan gençken bir sürü şey dener çünkü hayat bir genel prova gibi algılanır, perde gerçekten açıldığında değiştirilebilecek bir prova gibi. Ama gün gelir perdenin her daim açık olduğu kafasına dank eder. Sahnelenen, oyunun kendisidir.”
“Önemli bir hikâyesi olan ama kimsenin dinlemek istemediği bir insanın sesi nasıldır?”
Vigdis Hjorth , Miras ile anlatmış.
Umut ile
.. öleceğimi sandım ama ölmedim, bir şekilde buna dayandım, ..
İyi okumalar dileklerimle..
