“Hayır, Donna o sözcükleri sarf etmemeliydi. Ama onun dili her zaman çılgın ve tehlikeli olmuştu, bir yıldırımın çakışı, bir kılıcın saplanışı gibi. Ona sövüp sonra nasıl pişman olurdu! New York'a gelip onu zengin ve muzaffer değil de yoksul ve hasta bulduğunda -asla unutamayacağı bir gündü o, Donna'nın öfkesi ve hayal kırıklığı, üzerine bir sözcük sağanağı şeklinde yağmış, sonunda sözcükleri tükendiğinde çaresizlik ve pişmanlıkla affını dilemişti. Huyu buydu kadının. Ve şimdi, emindi, bir kez daha öyle olacaktı.”