Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

610 syf.
10/10 puan verdi
İnsan kuzu kılığına girmiş bir kurt mudur? İnsandaki yıkıcılığın kökenleri ile ilgili olarak şu zamana kadar 3 farklı görüş ortaya çıkmıştır. Birinci görüşe göre, insandaki yıkıcılığın kökeni içgüdüseldir; doğuştan gelir. Freud bu görüşü savunmuştur. İkinci görüşe göre, insandaki yıkıcılık sonradan kazanılmıştır; davranışsaldır. Toplumbilimciler bu görüşü savunmuştur. Üçüncü görüşe göre ise, yıkıcılığın ve saldırganlığın sebebi hem içgüdüsel hem de davranışsal olduğudur. Fromm da bu görüşü savunmuştur. Fromm bu kitapta 3 farklı yaklaşım üzerinde de detaylı bir çalışma yapmış, bunu yaparken de nörofizyoloji, ruh bilimi, hayvan davranışları, fosilbilim ve insanbilim gibi pek çok alandaki argümandan yararlanmış. İnsandaki yıkıcılığın kökenlerini ilk olarak Freud 1920'lerde ele almış ve insandaki yıkıma uğratma tutkusunu, cinsel dürtü çevresinde yoğunlaştırarak yaşam ve ölüm içgüdüsüne bağlamıştır. Peki, Freud'un yaşam ve ölüm içgüdüsü dediği tam olarak nedir? İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliklerden birisi kendisinin farkında olmasıdır. Yani insan hayvanlardan farklı olarak geçmişini, şu anki halini ve geleceğini bilir. Sonunda öleceğini bilerek yaşayan tek canlı, insandır. Bu her şeyin farkında olma durumu, insanı hayattan kopuk, ölümden korkarak yaşayan bir canlıya dönüştürmüştür. Freud insandaki saldırganlık ve şiddet eğiliminin sebebi olarak bu içgüdüsel yaklaşımı savunmuştur. Freud'un bu görüşü 1960'lara kadar kabul görmüş ve bu tarihten sonra değişime uğramıştır. Bu değişimde Konrad Lorenz'in
İşte İnsan
İşte İnsan
kitabının etkisi büyük olmuş. Kitap yayımladığı dönemde bilim çevrelerince büyük bir etki yaratmış. Aslında Lorenz de Freud'un görüşlerini savunmuş ama aralarındaki fark, Freud'un insan psikolojisi, Lorenz'in ise hayvan psikolojisi ile ilgili çalışmalar yapması. İkinci görüş (Freud'a karşı) insandaki saldırganlığın sebebinin davranışsal olduğunu savunan toplumbilimcilerin görüşüdür. Yani "İnsan kuzu olarak doğar, sonradan kurt olur." görüşüdür. Fromm kitabın ilk bölümünde bu iki görüşe detaylıca yer vermiş ve ardından bu görüşleri çürütmeye çalışmış. Gelelim Fromm'un da savunduğu üçüncü görüşe. Fromm'a göre bütün davranışların ya öğrenmeyle ya da kalıtımla belirlenmesi gerektiğini söylemek yanlıştır. Herhangi bir tepkinin kesinliğini çok sayıda değişken etkiler, bunlardan yalnızca ikisi içgüdüsel ve davranışsal etkenlerdir. Saldırganlığın toplumsal, kültürel ve ekonomik gibi birçok sebebi vardır. İnsanda birbirinden farklı iki tür saldırganlık vardır. Birinci tür saldırganlık insanda ve bütün hayvanlarda ortak olan "savunucu saldırganlık"tır. Yani yaşamsal çıkarlar tehdit edildiğinde ortaya çıkan, türün varlığını devam ettirmesini sağlayan, tehdit ortadan kalktıktan sonra etkisini kaybeden saldırganlıktır. Doğuştan gelen saldırganlık, insan ve hayvanda ortak olarak görülen bir tepkidir. Canlı, bir tehdit karşısında ya da cinsellik ve beslenme gereksinimlerini karşılamak için saldırganlık gösterebilir. Bu biyolojik bir savunucu tepkidir. Tabii ki saldırganlık tehditlere karşı gösterilen tek tepki biçimi değildir. Canlı, tehdit karşısında korkup kaçarak da savunucu bir tepki gösterebilir. İkinci tür saldırganlık ise, "kıyıcı saldırganlık"tır, yani zalimlik ve yıkıcılıktır. Birinci tür olan savuncu saldırganlık bütün canlılarda görülürken, ikinci tür olan kıyıcı saldırganlık sadece insana özgüdür. Savunucu saldırganlık doğuştan gelir, içgüdüseldir. Kıyıcı saldırganlık ise sonradan kazanılır, davranışçıldır. Hayvanlar savunucu saldırganlığa sahip olsalar da, katil ve işkenceci değillerdir. Kötülük yapmazlar, kötülük insana özgü bir davranıştır. Kendini savunma durumları haricinde, kendi türünün üyelerini öldüren, onlara işkence eden ve bundan zevk alan tek canlı insandır. Fromm kitabın ikinci bölümünde kıyıcı saldırganlığın sebebi üzerinde durmuş, Himmler ve Hitler'i ayrıntılı olarak analiz ederek kıyıcı saldırganlığın sebeplerini somutlaştırmaya çalışmıştır. Okurken tek bir cümlesinin bile israf edilmemesi gerektigini düşündüğüm bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum.
İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri
İnsandaki Yıkıcılığın KökenleriErich Fromm · Say Yayınları · 2018263 okunma
··
1 artı 1'leme
·
2.256 görüntüleme
Sibel okurunun profil resmi
Rhythm 0 deneyi kıyıcı saldırganlığın en tüyler ürperten örneği olabilir. Bizi bizden koruyan tek şeyin yasalar, yasaklar, toplumsal değerlerin olması çok korkutucu
Mustafa A. okurunun profil resmi
Haklısınız. O deney insanın içinde nasıl bir canavar olduğunu görmek açısından ilginç. Daha ilginç olan ilk iki saat hiçkimsenin bir şey yapmadan izlemesi ve ardından şiddetin bir çığ gibi kitle halinde büyümesi. Aslında yasa ve yasaklar bunun önüne geçmeye çalışsa da ilkel insanların yaşadığı dönemde yasalar olmamasına rağmen kıyıcı saldırganlığa dair hiçbir kanıt olmaması ve modernleşme ile birlikte bunun artması yasaların çok da önemli olmadığının kanıtı.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.