"Che'yi bilirsin," dedim. "Hepimizin yüreğinde bir Che vardır."
Göz bebeklerinin büyüdüğünü fark ettim. Onun gözbebeklerinin içinde, masmavi bir gökyüzünün altında, şekerkamışı ve palmiyelerle kaplı bir dağın yamacında Che'yi gördüm. Arkadaşları çevresini sarmıştı, tüfeği dizlerinin üzerindeydi. Saçları yine gürdü, sakalları seyrekti ve yine çok yakışıklıydı. Neşeyle bir şeyler anlatıyordu. Sevinçle gülümsedim gözlerindeki Che'ye.
"Biliyorum," dedi. Ve Che kayboldu gözlerinde. "Hepimizde vardır bu. Ayrımında olmasak bile taşırız onu. Belki bizi biz yapan da biraz budur."