“İyilik” adlı romanını okuduktan sonra diğer kitaplarına da bir bakmak istedim Şebnem İşigüzel’in. 20 yaşındaylen Yunus Nadi ödülünü aldığı bu kitap ilk seçimim oldu. Doğrusu içindekilere ilişkin bir bilgim yoktu. Okur olarak sarstı beni ensest ilişkiler, yaşından büyüklerle birliktelikler, kadavrayla yaşanılanlar, düşükler… Rahatsız ama merakla okumaya devam ederken yazar olarak toplumda var olan bu durumların ifade edilmesinin gerekliliği üzerine de düşündüm. Gerçekle hayali iç içe geçirmeyi seven, keskin kelimelerini gerçekçi kurguların içine yerleştirmekte usta bir kalem gördüm. Önyargılı tavrım, bir açıdan muhafazakar yaklaşımım bazı öykülerden almam gereken hazzı engellemiş olabilir. Ama birisi yirmi yaşında bunları yazdıysa ben yirmilerimde ne safmışım diye içimden geçirmedim de değil. Edebiyatın konusu ne olmalı hatta toplum adına konularda bir sınır olmalı mı olmamalı başlığında incelenecek bir eser. Edebiyat severler okumalı, yazarlar da kurmaca da olsa gözlemlediklerini kağıda aktarmalı son kararım.