Tanzimat'tan günümüze kadar, özellikle de Cumhuriyet'le beraber Türkiye' de yaşadığımız, daha doğrusu bize yaşatılan kültürel ikilemin temelindeki ana problem İslam'la olan ilişkimizdir. Tartışmalar o mihver etrafında dönüyor. Temelde bu kültür çatışması ile ilgili sorunların İslam algılayışları ile alakalı olduğu görülüyor. Toplumumuzda laik, Batıcı, modernleşmeci bir kesim, İslam'ın sosyal hayatın hiçbir yerinde ve zamanında görünmemesini, sadece vicdanda kalmasını istiyor. Sosyolojik olarak baktığınızda, böyle bir şey olamaz. Diğer bir kesim inancını açıkça yaşamak, toplumsal hayatta görünmek, ülkenin yönetimine katılmak, ekonomisinden pay almak, kültürüne katkıda bulunmak istiyor. İşte çatışma, kabaca, birinci kesimin buna müsaade etmeye yanaşmamasından doğuyor.