O kağıtçıya çalışmaya ben gittim. Elimi ayağımı nereye koyacağımı, hangi sosyal pozisyonda nasıl selam vereceğimi ben bilemedim. Beni beğenmediler.
Benim benliğim kirli bir bez gibi asıldı.
Ailemde ben sorun yaşadım.
Ben çaresiz kaldım. Dini duygularıma tutundum. Bağlandım.
Şu anda onaylamadığım bir dini yapıya da denk geldim. Orada da katarsisimi yaşadım. Sonra onlara öfkelendim. Başka yerde de kıldım namazımı. Teheccüde ben kalktım.
Namaz yetişmiyor diye öğle yemeği yemedim uzun süre.
Ben yaşadım hayatın kaygılarını. Sobayı ocağı naparım kaygısını da... Sosyal kaygıları da...
Yalnızlığı da...
Ezan başucumda okunurken ağır ağır ben bıraktım namazı. Kendimi ve zihnimi koyduğum yerde bulamadım. Ben çözüldüm. Dağıldım.
Ben özendim o insanlara. Ama beğenmedim onları.
Ben hiçbir şey olamadım. Yaşıyorum bir şekilde.
Ben bizzat Aziz'im. Belki Şule Gürbüz'ün ta kendisiyim. Enel Aziz. Enel Şule Gürbüz. Benim. O yüzden bana bir şey sormayın. Elbette, aşığım kitaba ve yazara. Elbette Şule Gürbüz putumdur.