Yazarın okuduğum ilk kitabı. 401 sayfalık ilk cildi bitti.
Kitabın kahramanı Aziz' in anne babasının suskunluğundan, iletişimsizliğinden kaçıp sığındığı dergahlar, tekkeler, hayatının 15-23 yaş arasındaki dönemi, dönemin Erzurum 'u, dönemin insanı ve Aziz' in bitmek tükenmek bilmeyen iç konuşmaları...Roman boyunca Aziz'le dolaşıp onun zihnindeki seslere eşlik ediyorsunuz.
Kitapta olay birkaç cümlelik ama o kadar yavaş ilerliyor ki. Yazarın Aziz'i kendi iç dünyasında konuşturup bireysel ve toplumsal çözümlemeler yaptığı bölümler sayfalarca sürüyor. Bilinç akışı tekniğiyle kahramanın yaşadıkları ve hissettikleri anlatılıyor kitap boyunca. Karakterin psikolojik çözümlemeleri iyi. Birey ve toplumla ilgili psikolojik, sosyokültürel tespitler çok yerinde ve edebi cümlelerle verilmiş.
İnsan, ruh, hayat, ölüm, acı, mutluluk, aile, evlilik, iletişim kavramlarının yoğun işlendiği bir roman. Dili çok akıcı olmasa da kendini okutturan bir roman. Kitabın ismiyle aradaki bağlantıyı bulmadım ilk ciltte.
Okurunun tahammül sınırlarını zorlayan, anlattığı dönemin kültür dünyasını yansıtan kelime ve kavramlarını kullanan, dili kıvrak, felsefik derinliği de olan bir yazarla karşı karşıya olduğumu fark ettim.
Yazar dini kavram ve alıntıları yaparken kolaycılığa kaçıp kaynakça göstermemiş, yer yer küçük de olsa anlatım bozuklukları var.
Tüm bunlara rağmen okunabilir bir roman. Öneririm.