Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Dünyanın yaratılışı bir anda, ilk ve son kez gerçekleşmiş değil; her gün bir kez daha yaratılıyor dünya. Öyleyse alışkanlık da bireyi oluşturan sayısız özne ile onların sayısız nesnesi arasında imzalanan sayısız anlaşmanın türsel adıdır. Birbirini izleyen uyar­lanmalar arasındaki geçiş dönemleri (çünkü hiçbir meşum dönüşüm, kefen bezini kundak bezine çeviremez) bireyin yaşamındaki o korkulu bölgeleri temsil eder, yaşamın sıkıcılığının yerini bir an için varolma acısının aldığı o tehlikeli, kararsız, sancılı, gizemli ve doğurgan aralıkları. (...) Varolmanın acısı: Bütün yetilerin özgürce devinmesidir bu. Çünkü alışkanlığın öldürücü adanmışlığı dikkatimizi felce uğratıyor, yardımlarına o kadar mutlak biçimde muhtaç da olmadığımız o algı ebelerini uyuşturuyordur. Alışkanlık Françoise'a, Proust hanesinin o ölümsüz aşçısına benzer: tam ne yapılması gerektiğini bilir ve mutfağında herhangi bir gereksiz faaliyete katlanmak yerine gece gündüz köle gibi çalışmayı yeğler. Ama bugünkü yaşama alışkanlığımız, yabancı bir gökyüzünün ya da yabancı bir odanın esrarıyla başa çıkma gücü, Françoise'ın bir Duval omletinin dehşetini bütün boyutlarıyla kavrama ya da gerçekleştirme imkanı kadar sınırlıdır. O zaman dumura uğramış yetiler yardıma gelir ve varlığımızın azami değeri iade edilmiş olur.
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.