Bukowski’yi ilk defa okudum. Benim bildiğim kadarıyla otobiyografik bir kitabı bu. Cümleler konuşma dilinde yazılmış, çok kolay okunuyor. Yazarın doğumundan 20li yaşlarına kadar başından geçenleri, ailesi ile ilişkilerini, kişisel problemlerini, dönemin bazı siyasal olaylarını okuyoruz ve en son Pearl Harbor olayıyla bitiyor. Yoksul ve eğitimsiz bir ailede büyüyen, sürekli dövülen, kısıtlanan, garip olarak nitelendirilen, insanlardan, kadınlardan uzak duran, dışlanan bir çocuğun hissettiklerini okuyoruz. Fiziksel deformasyonu ve yoksulluğu nedeniyle hayattan nefret eden birine dönüşen Hank zeki biri, ancak büyüdükçe kendine zarar verici davranışlar sergileyen birine dönüşüyor. Bir erkeğin yaşamı büyürken nelerden oluşursa onları okuyoruz; spor müsabakaları, arkadaşlarla edilen kavgalar, kadınlara duyulan arzu, içki ve sigaraya duyulan merak ve sonunda bağımlılık. Büyük depresyon döneminin hemen sonrasında yetişen yoksul gençlerin dolaysız anlatımı. Hayatın adaletsizliklerinin sakınmadan göz önüne serilişi. Bazen iç karartıcı ama hemen her zaman haklı. Hayata tahammül edemeyen bir adamın serzenişleri var kitapta. Bazen biraz ergence. İkinci kitap Factotum’u da sıkılmazsam okurum.

Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126,8bin okunma

15 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Pelin