Toprak Ana olmuştu. Toprak Ana'yı okurken konusunu ve akıcı oluşunu çok sevmiştim. Aytmatov'un kendine has bir tarzı var. Kitaplarını okurken asla sıkılmıyorsunuz aksine her sayfasında daha önce hiç duymadığınız bilgiler öğreniyorsunuz. Aytmatov'un sevdiğim bir diğer özelliği ise doğup büyüdüğü,içinde yaşadığı toplumu bir köşeye bırakmayıp kitaplarında destanlar,atasözleri,şiirler ve türkülerle hatırlaması ve hatırlatması. Diger kitaplarında olduğu gibi Gün olur asra bedel okurkende bir çok destan hikaye ile karşılaşıyorsunuz mankurtlaşma,Nayman Ana,Raymalı Ağa efsanesi...
“Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir… gider gelirdi…
Kitabın konusuna gelirsek eğer konu Kırgız bozkırların da bulununan Sarı-özerkte, Aral Gölü çevresi ve ulaşımı sağlayan tren istasyonları arasında geçiyor. Roman, Yedigey'in çalıştığı tren istasyonuna arkadaşı,savaş sonrası is bulmanın zor olduğu zamanda Sarı-Özerk'e gelmesini teşvik eden Kazangap'ın ölüm haberini almasıyla başlıyor. Kazangap'ın vasiyeti üzerine Ana-Beyit mezarlığına doğru yola tüm köylü yola çıkıyor ve Yedigey yolculuk boyunca savaşta yaşadıklarını,Sarı özerkde ki anılarını,yaşadığı zorlukları ve aşkını tek tek anlatıyor. Kitapta olaylar Yedigey'in geçmişte ki hatıraları ve Sarı Özek İstasyonu’nun bulunduğu Rus Uzay üssünde geçen olaylarla dönüşümlü olarak anlatılmakta. Bu nedenle romanda uzay ile ilgili Rusya ve Amerika’nın ortaklaşa yaptıkları çalışmalara da yer veriliyor. Bunlar ikinci planda gösteriliyor fakat roman sonunda konu ile ilişki kurduruluyor.
Gerek anlatımıyla, gerekse ele alınan konusuyla “
Gün Olur Asra Bedel ” gerçek bir başyapıt. Mükemmel bir eser.Her Türk gencinin, her kitap okuyucusunun mutlaka okuması gerektiğine inandığım, kütüphanelerinde bulundurulması gereken bir roman.