Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

DÖRDÜNCÜ DEVÂ Ey şekvacı hasta! Senin hakkın şekvâ değil şükürdür, sabırdır. Çünkü senin vücudun ve a'zâ ve cihâzâtın, senin mülkün değildir. Sen onları yapmamışsın, başka tezgâhlardan satın almamışsın. Demek, başkasının mülküdür. Onların mâliki, mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Yirmi Altıncı Söz'de denildiği gibi mesela gâyet zengin, gâyet mâhir bir sanatkâr; güzel sanatını, kıymettar servetini göstermek için miskin bir adama modellik vazifesini gördürmek maksadıyla, bir ücrete mukabil, bir saatçik zamanda, murassa' ve gâyet sanatlı diktiği bir gömleği, bir hulleyi o fakîre giydirir. Onun üstünde işler ve vaziyetler verir. Hârika envâ-i sanatını göstermek için keser, değiştirir, uzaltır, kısaltır. Acaba şu ücretli miskin adam, o zâta dese: "Bana zahmet veriyorsun, eğilip kalkmakla verdiğin vazi- yetten bana sıkıntı veriyorsun, beni güzelleştiren bu gömleği kesip kısaltmakla güzelliğimi bozuyorsun." demeye hak kazanabilir mi? Merhametsizlik, insafsızlık ettin diyebilir mi? İşte aynen bu misal gibi Sâni'-i Zülcelâl sana ey hasta! Göz, kulak, akıl, kalb gibi nûrânî duy- gularla murassa' olarak giydirdiği cisim gömleği- ni, esmâ-i hüsnâsının nakışlarını göstermek için çok hâlât içinde seni çevirir ve çok vaziyetlerde seni değiştirir. Sen açlıkla O'nun Rezzâk ismi- ni tanıdığın gibi Şâfi ismini de hastalığınla bil. Elemler, musibetler bir kısım esmâsının ahkâmını gösterdikleri için onlarda hikmetten lem'alar ve rahmetten şuâlar ve o şuâât içinde çok güzellikler bulunuyor. Eğer perde açılsa tevahhuş ve nefret ettiğin hastalık perdesi arkasında, sevimli güzel ma'nâları bulursun.
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.