Sabahattin Ali öldürülmüştü. O, hikaye kahramanlarına bazen söyletirdi:
«Ölüm ona hiç bir zaman fevkalade bir şey gibi görünmemiştir».
Gerçekten de «etrafında küçüktenberi, en çok gördüğü şey ölümdü. Yalnız ölümün bir şekli vardı ki, düşündükçe tüylerini ürpertiyordu. Köyde ölen sığırlara, atlara ve diğer hayvanlara, gündüz kargaların ve gece çakalların nasıl üşüştüklerini ve ertesi gün o leşten nasıl bir kaç parça kırmızı renkli kemikten ve bir kaç tutam kıldan başka bir şey kalmadığını çok görmüştü. Farkında olmadan şimdi onu bu korku avucuna almış bulunuyordu: Kim olduklarını, ne olduklarını bilmediği ve kendisine bir çakal veya bir karga kadar yabancı bulduğu bu adamlarm ihtimal onu aynı şekilde dideceğini, tanınmaz hale sokacağını sanıyordu.»