Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

216 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Charlotte Perkins Gilman 3 Temmuz 1860 yılında ABD'de dünyaya geldi. Amerikan edebiyatının etkili ismi olan yazar feminist harekete yüzyıl aralığında büyük katkılar sağlayan Amerikan geleneğinin önemli yazarlarından biridir. Din bilimcisi olan babası çocukken ailesini terk ettiği için mutsuz bir çocukluk geçiren Gilman yaşamı süresince kadınlara uygulanan adaletsizlikleri eleştirmiş ve kadınların oy haklarını savunmuştur. Sanat öğretmenliği ve mürebbiyelik yapan Gilman yazarlık kariyerinde iyi bir yere geleceğini hissetmesine rağmen gönülsüz olarak evlenir. Ressam Charles Stetson ile Katherine isimli bir kızları oldu. On yıl kadar süren evliliğinde Gilman şiddetli depresyon dönemleri yaşadı ve bu nedenle bir dizi tuhaf “tedavi”ye maruz kaldı. Kızının bakımıyla “yeterince iyi” ilgilenemediği için de acı çekti. Doğum sonrası depresyon deneyiminden esinlenerek yazdığı ünlü kısa öyküsü Sarı Duvar Kağıdı 1892’de yayınlandı. Gilman kadınların evlilik sonucu, beslenme ve barınma karşılığında ev içinde yaptıkları anlamsız işleri reddetti. Uzmanlaşma, eğitim ve kamuda çalışmalarını savundu. Kadın hakları eylemcisi olarak oy hakkı toplantılarında, mitinglerde konuşmalar yaptı. Her yıl yapılan Kaliforniya Kadın Kongresi’nde Susan B. Anthony, Jane Addams gibi feminist eylemcilerle buluştu. Kadınları ekonomik bağımsızlıklarını elde etmeye çağıran, özgün sosyal reform teorilerini içeren Kadınlar ve Ekonomi adlı makalesi 1898 yılında yayınlandı, birçok dile çevrildi, ders kitabı olarak da okutuldu. Evlilik başladığında mutsuzluğu da baş gösterir. Annesi ve eşi genç kadının depresyonu yenmesi için dinlenmesi gerektiğine inandırarak sinir hastalıklarından uzman ünlü nörolog Sir Weir Mitchell'a gönderirler. Histeri alanında uzman olan nörolog Charlotte Perkins Gilman'a altı haftalık yatak istirahati vererek tüm aktivitelerini kısıtlar. Eve gelir ve 3 ay bu tavsiyelere uyar. Ama bu süreç onu borderline yani bir zihinsel çöküş hastalığının eşiğine getirir. isteksiz bir eş ve anne olarak yaşamak ve hevesli bir yazar olmak arasında kaldığını düşünür. Ev hanımı olarak kendisine dayatılmış bir yaşam sürmek ile hayallerinin peşinden gitmek arasındaki huzursuzluğu iyice yükseldiğinde, 1888’de küçük kızı ile birlikte eşinin yanından ayrılıp Kaliforniya’ya taşınarak boşanma davası açtı. Eski eşinin kısa süre sonra tekrar evlenmesinin ardından, kızını onlarla birlikte yaşamak üzere yanlarına gönderdi. Tüm yaşadıkları, sıkandallaşmış bir şekilde bunları garipseyen toplumun gündeminde yer aldı. 1900’de Gilman ikinci kez evlendi, kuzeni George Gilman ile. 1934’te eşi ölünceye dek birlikte yaşadılar. Ertesi yıl, ilerlemiş meme kanseri olduğunu öğrendikten sonra 17 Ağustos 1935’te hayatına son verirken şu notu bıraktı: İnsan yaşamı karşılıklı yarardan oluşur. Kişinin bir nebze olsun yarar sağlama gücü kalmışsa, hiçbir üzüntü, acı, talihsizlik veya “kalp kırıklığı” yaşamını sonlandırması için bahane olamaz. Ama tüm yararlılık sona erdiğinde, kişi ölümünün çok yakın ve kaçınılmaz olduğundan eminse, yavaş ve korkunç bir ölüm yerine çabuk ve kolay bir ölümü tercih etmek en basit insan haklarından biridir. Bu konuda kamuoyunun görüşü artık değişiyor. Başka canlıların yaşamını merhamet gereği sonlandırdığımız halde, bir insanın uzun süre acı çekerek ölmesini beklememizi uygarlığımız açısından dehşet verici olarak göreceğimiz zamanlar yakındır. Bu özgür tercihimin topluma bu tartışma üzerine daha akıllıca görüşler kazandıracağına inanarak, kloroformu kansere tercih ettim.” Feminist Ütopya Gilman’ın 1915’te yayınlanan Kadınlar Ülkesi adlı romanı adından da anlaşıldığı gibi sadece kadınların yaşadığı; rekabet, cinsiyet ayrımı, cinsiyete dayalı iş bölümü, yoksulluk, savaş, düşmanlık gibi günümüz kapitalist ve ataerkil toplumlarına dair hiçbir olgunun bulunmadığı ütopik bir ülkeyi ve bu ülkeye tesadüfen adım atan Vandyck, Jeff ve Terry adındaki üç adamın burada yaşadıkları deneyimi mizahi bir dille anlatır. Kadınlar Ülkesi adlı romanın, adından da anlaşılacağı üzere sadece kadınlardan oluşan toplumsal yapısı ile radikal feminizmin temel ilkesi diyebileceğimiz “kadınların hâkim olduğu anaerkil bir düzenin inşası” ilkesi ile uyuştuğu gözlenmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta romanda anaerkil düzenin özellikle inşa edilmemiş olduğu; bir zorunluluk sonucunda ortaya çıktığıdır. Kadınlar Ülkesi halkı üst üste yaşadıkları talihsizlikler sonucu ve savaşlar sırasında erkeklerin çoğu ölünce kıyı şeridinden uzaklaşıp iç bölgeye yerleşirler. Kendilerini ve evlerini korumak için hala kullanmaya devam ettikleri kaleleri inşa ederler. Doğurganlığa işaret etmesi bağlamında radikal feminizmin “kadınsı vurguların hâkim olduğu bir kimlik edinme politikası geliştirme” ilkesi ile örtüşen roman, ataerkil toplum yapısında olduğu gibi annelik rolüne vurgu yapması ve onu kutsal sayması bakımından radikal feminizm ile ayrı çizgilerde durmaktadır. Kadınlar Ülkesi’nin sadece kadınlardan oluşan halkı, radikal feministlerin kadınlarda mutlaka olması gerektiğine dikkat çektikleri kadınsı özellikleri de taşımazlar: “Hepsinin saçı kısa, en fazla birkaç santim uzunluğundaydı”. Kadınların fiziksel olarak da ataerkil toplumlarda kabul gören kadın tanımına uymadıkları, son derece güçlü oldukları anlaşılır. Yine ataerkil toplumlarda erkeğe atfedilen fiziksel gücün romanda yer değiştirdiği; kadınların kadınsı özelliklerinden sıyrılmış, fiziksel anlamda daha güçlü ve atletik oldukları; erkeklerini ise ataerkil toplumlarda varsayılanın aksine onların elinde birer çocuğa, hatta oyuncağa dönüştüğü görülür. Savaşın ardından, erkekler olmadan tek başlarına ülkelerini yeniden inşa etmeleri ve ataerkil toplumlarda fiziksel güce bağlı olarak sadece erkeklerin yapabileceğinin varsayıldığı ağır işleri bile yapmaları yine onların kadınsı olmadıklarına işaret eder. Netice itibariyle dönemsel değerlendirildiğinde eser bir öncü niteliğini taşımakla kalmayıp başarılı bir örnek de olmuş diyebiliriz. Son olarak eser Feminist üçlemenin ikinci kitabıdır. Sırasıyla; Dağı Yerinden Oynatmak, Kadınlar Ülkesi ve Bizim Ülkemiz şeklinde yayımlanmıştır.
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812bin okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.