Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Hepsi sizin için, elimden gelen bu şimdilik, daha ne edeyim, siz söyleyin
Fikret Otyam’ın o tadına doyulmaz seyahat notlarını özlemişim, kronolojik sırayla hepsini okuyayım istedim. İlk sırayı 1959-1961 yılları arasında yayınlanan Gide Gide serisi aldı. Fikret Otyam çok yönlü ve özgün bir sanatçı. Ben en çok ressamlığını beğeniyorum; ancak bence ressamlığının getirdiği o gözlem yeteneği kalemini de zenginleştiriyor.
Gide Gide ı-ıı-ııı
Gide Gide ı-ıı-ıııFikret Otyam · Adam Yayınları · 198212 okunma
··
500 görüntüleme
Seda okurunun profil resmi
Bıdık, böyle eserler beni benden alıyor biliyorsun, üstüne bir de böyle bilinçli incelemeler gelince mest oluyorum arkadaşım. Aziz Nesin'in eleştirisine kesinlikle katılmıyorum, zira ben toplumcu bazdaki bu tarz kitaplarda, sıklıkla tekrar eden o sesleniş ve iniltileri seviyorum. Bence, Anadolu'yu Anadolu yapan o nidalar, o çığlıklar, o iniltiler.. Tabii benim ruhumun varoş oluşunun da bunda etkisi olabilir kuvvetle muhtemel :) Keşke temennilerimiz gerçekleşse de hakkını alsa bu gibi kıymetli yazarlar. Haktan kastım, elbette ki anlaşılabilirlik.. Ama Necip Bey'in dediği gibi, bu seslerin ulaşacağı kimseler kalmadı. İstediğimiz kadar anlatalım, konuşalım, bağıralım, yayalım... Yok... Sesimizi bizden başka duyan yok.. Bu yolda emeklerin yadsınamaz, ellerine sağlık, var olasın...
AkilliBidik okurunun profil resmi
Canım benim, çok sağol. Evet, yok artık, kalmadı böyle bir okuyucu kitlesi. Ama yine de, ne bileyim; içimde bir yerlerde gençlerle ilgili ümidimi sürdürüyorum. Bizler böyle cesur olamadık ama onlar bizim de açığımızı kapatır diyorum. Bir umut işte, o da olmazsa ne yaparım?
Necip G. okurunun profil resmi
Sürekli egemenlerin ve ezenlerin arkasında duran yalancı siyasetçiler, ağaların yerini alan patronlar ve aynı dramatik halk hikayeleri... Kötülük, sadece şekil değiştiriyor. Aradan geçen 60 yılda yaprak kımıldamamış. Ve en kötüsü, artık bunları yazabilecek insanların sayısı da yok denecek kadar az. İncelemeyi okuyup en basit haliyle bu gerçeklerle yüzleşmek moral bozucu. Aynı zamanda, Einstein'ın delilik tanımındaki gibi 'aynı şeyleri tekrarlayıp farklı sonuçlar beklemek' mevzusu üzerinden bir uyarı olarak da ele alınabilir. Ancak, artık ne bu uyarıyı duyacak kulaklar kaldı, ne de harekete geçecek ayaklar... Emeğinize sağlık... Güzel insanlar daha çok bilinmeyi ve okunmayı hakediyor. Katkınız çok değerli...
AkilliBidik okurunun profil resmi
Birebir katılıyorum söylediklerinize... Doğruyu söylemek belli ki o zaman da hiç kolay değil, ama bu yola baş koymuş üstadlar yılmamışlar. Bugün, öyle bir ışık da yok maalesef... En azından neler yapılabildiğini görelim, bu büyük ve cesur kalemleri unutmayalım isterim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.