Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ah, Elias Rukla konuşacak birinin varlığını nasıl da delice özlüyordu. Özellikle de Jakob Aalls Sokağı'ndaki dairenin salonunda, akşamları Eva yattıktan sonra elinde bira bardağı ve akvavit kadehiyle tek başına oturup düşünürken. Düşüncelere dalıyor ve okuyordu. Tarih kitapları ve romanlar. Tercihen 1920'li yılların romanlarını okuyordu, böyle bir kavram oluşturmuştu. Marcel Proust, Franz Kafka, Hermann Broch, Thomas Mann, Musil, okumayı tercih ettiği yazarlardı, onları 1920'li yılların yazarları olarak tanımlıyordu. Bir de James Joyce; Joyce'u sevmese de 1920'li yılların yazarı olarak kabul ediyordu, bu sınıflandırma sayesinde 20. yüzyıl Avrupa romanının ana hatları görülebiliyordu. 1920'li yılların yazarları olarak saydıklarının çoğu gerçek 1920'li yılların yazarları değildi. Örneğin Kafka. Kafka 1920'li yıllarda tek bir kitap bile yazmamıştı, eserlerinin çoğu 1914 yılından öncesine aitti, ama Elias'a göre Kafka'dan başka kim 1920'li yılların yazarı olabilirdi? Peki Thomas Mann? O da bir on dokuzuncu yüzyıl yazarıydı aslında, ama en büyük eserleri olan Büyülü Dağ ve Doktor Faustus 1920'li yılların romanlarıydı Elias'a göre, ne var ki Doktor Faustus da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yayımlanmıştı. Ve Marcel Proust'un Kayıp Zamanın İzinde eserinin büyük bir bölümü 1914 yılından önce tamamlanmış, 1920'lere kalmamıştı. Yine de bu kitaplara damgasını vuran 1920'li yıllardı, bu sınıflandırmanın nedeni aslında yazarların eserlerini o yıllarda vermiş olmaları değildi, eski Avrupa'nın beş yıl boyunca Flaman topraklarındaki çamurlu siperlerde amaçsızca, anlamsızca ve vahşice kan döktüğü düşünüldüğünde bu kitapların 1920'li yılların romanları olarak anılması ona daha doğru geliyordu. Avrupa'nın böyle bir savaşa girmiş olması yirminci yüzyıla ait tarihi bir muammaydı ve Elias Rukla açısından hep muamma olarak kalacaktı. 1920'li yılların romanları, Elias Rukla'nın bulduğu bu kavram oldukça kışkırtıcıydı, zira romanlar 1914'ten önce mi, Birinci Dünya Savaşı yıllarında mı, Büyülü Dağ gibi gerçekten 1920'li yıllarda mı, yoksa daha sonra, 1930'larda, 1940'larda mı yazılmıştı, ayırmak mümkün olmuyor, Elias Rukla bunları, hatta bazı çağdaş romanları bile 1920'li yılların romanları olarak sınıflandırıyordu. Dava, Kayıp Zamanın İzinde'nin üçüncü cildi Guermantes Yolu, Uyurgezerler, Niteliksiz Adam, Büyülü Dağ (ayrıca Ulysses, ama buraya girmek çıkmaz sokağa girmek olur, diye iddia ediyordu Elias, kendi kendine tartışırken), bütün bu büyüleyici ama ağırbaşlı ve temkinli romanlar acı gerçeklerin kendini gösterdiği aynı tarihi alandan, yirminci yüzyıldan yola çıkıyordu.
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.