Arap Mehmet, hiç olmazsa iki üç günümü garantilemişti. Onda yiyeceğim bir öğle yemeği, beni bir iki gün tutabilirdi. Cebimdeki ufak harçlığı da küflü çöreklere harcarsam üç gün de ondan kazanırdım. Böylece, bir hafta olsun büyük kentin kuduz gibi açlığıyla bilinmezliğinde, korkusundan kurtulurdum.