Sophokles'in yirmi beş asır önce kaleme aldığı bu trajedi insanın yazgısından kurtulamayacağı, ne yaparsa yapsın yazgısına boyun eğmek zorunda olduğu fikrine dayanır. Babalar ve oğullar konusuna odaklanan bu eserde yazgıyı değiştirmek için buna direnen bir ana babanın masum bir çocuğu bir ormanda ölüme terk etmesi ne kadar zalimce bir davranışsa bilmeden kendi yazgısından kaçmak ve baba katili olmamak için yurdunu terk eden Oidipus'un trajik ve korkunç sona adım adım yaklaşması da o denli hazin ve tüyler ürperticidir. Kendine biçilen kaderi değiştiremeyeceğini bile bile bunu değiştirmek için verilen çaba ise insanı diğer varlıklardan ayıran bir özellik. Baba katili olmak ve annesiyle bilmeden evlenmek trajedisini yaşayan Oidipus, her ne kadar Freud'a Oidipus aracılığıyla çocuk ve anne ilişkisini cinsellik üzerinden değerlendirmek fikrine neden olmuşsa da bu trajedide esas vurgunun yazgıyı değiştirmek ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Oidipus'un çabası bu anlamda önemli. Yazgıyı değiştiremeyeceğini bile bile buna direnir ve insanın iradesine vurgu yapar, tıpkı sonsuza kadar kayayı , aşağıya yuvarlanacağını bile bile, dağın tepesine çıkarmak için her defasında tanrıların arzularına karşı gelerek bunu değiştirmeye çalışan Sisifos gibi varoluşunu gerçekleştirmeye çabalaması önemli.

Kral OidipusSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20198,7bin okunma

·

42 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Seyfettin Ay