Merhabalar
Öncelikle bu kitap abartıldığı kadar var mı? Maalesef ki benim için yok..
Livaneli'nin kitaplarını severek ve ilgiyle takip ederim. Hatta bazı kitaplarına takıntılıyım. Kitabımızda Ahmet adlı karakterimizin sakin ve takıntılarla dolu hayatıyla başlamaktadır. Yaşadığı köyde gerçekleşen bir cinayetle köye gelen gazeteci kızın üzerinden devam etmektedir. Kitabı 1 gün gibi kısa bir sürede bitirdim. Yazı puntosunun büyüklüğü ve yalın dilinden kaynaklı sürükleyici diyebiliriz ama ne yazık ki konunun işleyişi açısından aynısını söyleyemeyeceğim. 200. sayfaya geldiğimde hala olayların bir türlü ilerlememesi beni delirtti. Daha sonraki sayfalarda bir miktar tempo artıyor. Zaten kitabın asıl konusu aşırı ağır işlenip neredeyse son 70 sayfaya bırakılmış. Livaneli'nin gelişimini görmek açısından bu kitap beni çok sarstı. Beklentimi gram karşıladığını söyleyemeyeceğim.
Nedenini anlatmak gerekirse;
Leylanın evi- 2006
Son ada- 2009
Kardeşimin hikayesi- 2013
Serenad- 2015
Huzursuzluk- 2017
Bunlar Livanelin'de okuduğum ve sevdiğim kitaplar. Gelişim açısından beni tatmin edip doyurmamasının sebebi Leylanın Evi ilk okuduğum kitap iyiydi, Son Ada benim için arşa çıkmış bir kitaptı ki hala gönlümdeki tahtını koruyor. Bu kitaptan sonra Kardeşimin Hikayesi bana hiç tat vermedi. Huzursuzluk ve Serenad kitapları da benim için çok özelken bu kadar övülen ve arşa çıkarılan bir kitabın benim için fındık yerken arada çürük olanı yemişim gibi bir tat bırakması üzücü.
O kadar üzgünüm ki çok hayal kırıklığına uğradım.
Kitabın tek güzel kısmı son KARAR kısmındaki 12 sayfaydı...