''Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz.'' İşte bu cümlenin yer aldığı bir epigrafla başladı Galip'in hikayesi. Yazar hayat kadar şaşırtıcı şeylerin de varlığını kanıtlamak istercesine kaleme almış sanki kitabı. Sonunda ''Yazı hariç.'' diye belirtmesinin başka bir açıklaması yoktur diye düşünüyorum.
Uzun zamandır bir Orhan Pamuk kitabı okumuyordum. Ardında ne olursa olsun Nobel Edebiyat Ödülü'nü sonuna kadar hak ettiğini, romanın içinde kaybolurken çok iyi anlıyorsunuz. Bu kitap bana hem arayışın aslında kendimize dönük olduğunu hem de aradığımız şeyin bizden bir ölüm kadar uzakta olduğunu hissettirdi. Tabii bir de sonunda hüzünlenmediğimi söyleyemeyeceğim.
Hikayenin sizi alıp götürmesini isterseniz ve en yabancı metinlerde bile kendinize ait bir şeylere rastlamak isterseniz bu kitap doğru bir tercih olacaktır. Şimdiden keyifli okumalar.