Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Hiçbir yere gitmiyormuşum da daha şimdi fark etmişim gibi.”
Hayattan beklediği tek şey emeklilik olan, hatıralarla değil, onların da hatıralarıyla yaşayan, artık hiçbir yere gitmiyormuş gibi hissetmeye başlamış, “kuruyup kalmış olabilir miyim acaba, duygusal anlamda yani” diye soran bir adam Santome. Bu kitap da onun günlüğü. Karakterin yaşamı, genç bir kadına aşık olmasıyla dalgalanmaya başlıyor. Karşı tarafı olgunlaştıran, onu ise daha cesaretsiz, daha tükenmiş, daha yorgun kılan zaman bir düşman gibi görünüyor Santome’nin gözüne. Santome orada kendi bedeni ve zaman efendiyle kavga ederken durup, şunu düşünüyorum. Yaşlanana kadar dünyada kendimizi nereye nasıl koyacağımızla, meslek, çoluk çocuk, ideoloji, şu bu, dış dünyayla cebelleşip duruyoruz. Yaşlanınca bunlardan elimizi çekip, eteğimizi kıvırıp uzaklaşıyoruz ve ‘zaman’ la es geçilemez o savaşa başlıyoruz. Santome de bize, kendimizi kendimize dert edinmemizin ustalıklarını anlatıyor işte. Günlük biçiminde yazılmış bir kitap. Çok sakin, çok yalın ve gerçek. Kendinize yakın bulduğunuz bir yanı var durağanlığın. Çok sevdim. Onlarca cümlenin altını çizip bakıştım. Ama..Kitabı bitirdikten sonra “eksik bir şey var” hissi gelip oturdu. Kitap günlük biçiminde yazıldığı için diğer karakterlerin ana karakter kadar ayrıntılı biçimde işlenmesini her ne kadar beklemesem de, fazla cılız bırakılmışlardı. Karakterin çocukları, iş arkadaşları, aşık olduğu kadın birer hayalet gibiydi. Bu da hikayenin ikna ediciliğini kırpan bir şey. Ve sonu Türk filmi gibi bitmese daha iyiydi. Cümleleri elimize tutuştururken kırılıp düşmesinler diye sarıp sarmalayan özenli çeviriye begonviller
Banu Karakaş
Banu Karakaş
Mola
MolaMario Benedetti · Yedi Yayınları · 2021193 okunma
·
606 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.