Yazar, Kuşatılmış Yaşamlar adlı romanında, düşünsel ereği doğrultusunda budadığı yaşantılarıyla, içinde bulunduğu kuşağın burukluğunu ve anlamsızlığını açımlamaya çalışır. Tekdüzeleşen çağdaşlaşmanın, insani değerlerin yoksunluğuna ve insan ilişkilerinin olanaksızlığına yol açtığını gözler önüne serer. Yeni düzen bağlamında, maddiyata ve cinselliğe düşkün duruma gelen, sevgisiz kalmış kimselerin çalkantılı bencil devinimlerini irdeler. Ayrıca, insanlar arasındaki eşitsizliğin tanrısal adilliğinin, toplumsal ve cinsel erkinciliğin de yergisini yapar.