Ayaklarını aşağıya sarkıtmış, merdivenin kenarında oturuyordu. Elinde lastiği gevşemiş sapanı, ayaklarında tabanları ayrılmış terlikleri, gözlerinde keder, üzüntü ve korku, yanaklarında damlayıp damlamamakta kararsız birkaç gözyaşı vardı. Öylece oturmuş geleni geçeni izliyordu. Birinin kıyafeti çok parlaktı, galiba önemli bir yere gidiyordu.