Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yusuf Aslan
Yusuf'un babasına yazdığı bu son mektubu yerine verilmişti, fakat köyüne ve akrabalarına yazdığı mektup yerine verilmedi. Yusuf'un infaz savcısına, "Niye güvenim olsun?” karşılığı daha sonra haklılık kazanmıştı. Savcıyla bu konuşması sırasında Yusuf'un beyaz idam gömleğini getirdiler. Yusuf, "Beyaz gömleği giymesem asamaz mısınız?" diye sordu. "Usul böyle," diye karşılık verdiler. Bu ara Yusuf, karşısında oturan ve çevresindekilerin kendisine "Müdür Bey" dediği birine (Birinci Şube Müdürü'ne), “Yine işkencelere devam ediyor musunuz?” diye sordu. Müdür birden irkilip, "Biz öyle şey yapmayız," diye yanıtladı. Yusuf gülümseyip başını hafifçe bükerek, "Peki, elektrik işkencesi nasıl gidiyor?" dedi. Müdür yine, "Bizde böyle bir şey yoktur," diye yanıtlayınca, Yusuf, müdüre, "Sizin çocuğunuz var mı?” diye sordu. "Bir kızım var," diye karşılık verdi müdür. "Nerede okuyor?" diye sorusunu sürdürdü Yusuf, müdür de, “Okula gitmiyor, daha küçük bir kız,” dedi. Daha sonra müdür, Yusuf'a, ODTÜ'de hangi bölümde okuduğunu sordu. Yusuf, "Fizik bölümü ikinci sınıfta idim," diye yanıtladı. Yusuf'un konuşmasındaki rahatlıktan onun idam edilecek biri olduğunu unutmuştu sanki müdür. "İkinci sınıfta idim," deyişi birden havayı etkiledi. Daha sonra Yusufa avukatları, "Sigara içer misin?" diye sordular. "Son bir defa içeyim," diye yanıtladı. O ara tuvalete gitmek istediğini söyledi. İnfaz savcısının izniyle tuvalete götürdüler. O tuvaletteyken savcı, "Dikkat etsinler, orada pencere vardır," diye seslendi. Yusuf tuvaletten döndüğünde, infaz savcısı, "Yusuf'u bekletmeyelim," dedi. Beyaz gömleği giydirdiler. Yusuf avukatlarıyla vedalaşıp, güler bir yüzle idam sehpasına doğru yürüdü. Masaya ve tabureye çıktı. İlmiği boynuna geçirmişti ki gür bir sesle bağırarak şöyle söyledi: "BEN HALKIMIN BAĞIMSIZLIĞI VE MUTLULUĞU İÇİN ŞEREFİMLE BİR DEFA ÖLÜYORUM. SİZLER, BİZİ ASANLAR, ŞEREFSİZLİĞİNİZLE HER GÜN ÖLECEKSİNİZ. BİZ HALKIMIZIN HİZMETİNDEYİZ. SİZLER AMERİKA'NIN HİZMETİNDESİNİZ.. YAŞASIN DEVRİMCİLER, KAHROLSUN FAŞİZM..!" Yusuf bağırırken, seyredenler arasından biri aceleci bir sesle, "Sehpaya vur, sehpaya vur, sehpaya vur," diyordu. Celladın hareketleri çabuklaştı. Yusuf ayağıyla tabureye vurmaya çalışırken cellat onu altından çekti, sonra masayı da aldı. Yusuf'un da son sözcüğü ağzında kalmıştı. Boşluğa çakılmasıyla birlikte dişleri kenetlenmiş, âdeta son sözcüğü ısırarak söylemişti... Saat 02.25'i gösteriyordu.. Aynı kişiler onu da aynı şekilde seyrettiler... Ağır ağır dönüyordu ipin ucunda. Sonra bir külçe halinde durdu. Sadece esintiyle idam gömleğinin uçlanı uçuşuyordu... 02.50'de ipi kestiler...
Sayfa 65 - EverestKitabı okudu
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.