Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ölülerimiz...
Her sabah her sabah o kusursuz acının kollarında o kusursuz acının kollarında öpüştüğüm gökyüzü artık çırpınan yüreğimi yatıştırmıyor. Ve onun kopanıp dizginlerini uçarcasına boylu boyunca sakınmasız çarpışı heyecanlandırıyor beni. Bir serçe kümesinin konması karşıki dala belki hiçbir şeydir, ama sevgilimin mektubunda bir kuş resmi beni coşkulandırabilir. Milyarla yıldız arasında tanırım onu çünkü seyredince güzelleşir sevginin ışıltısı binlerce gözüm var binlerce şafak halindeyim anlamak istediğim şeyin karşısında, çünkü anlamak zorundayım; her sevinç kolayca ele geçmez insan her acının sahibi değildir, gökyüzü ve nehirler olmasa toprak da anlaşılmaz ve hayatın karanı kesin: son ana kadar onuru koruyanlar yaşayacak söylenecek son söz kahramanca olmalıdır. Vurgunum inceliğinim senin eyy yapraklarda bir kuş hafifliğinde sürüp giden titreyiş vurgunum bir nehri besleyen suların uyumuna, taşlara hırsla vuruşuna dalganın Ölüm seni yanıltmasın... Nasıl ki yığıır yüzüne gecenin karanlığı gözlerinle bir başına kalırsın ölüm öylesine gözuçlarında, savun, kavuştur yüreğini minicik bir çiçeğin bile kökleri yaşamak hırsıyla uykusuzdur. Ölüleriniz... İşte Stevan Filipoviç. Bir kahraman. Faşistler sarmış çevresini. Sehpada. Boynunda ip. Ve o son nefesiyle dalayıp ciğerini bir bıçak gibi vuruyor kelimeleri dişleri arasından haykırıyor. "Kahrolsun faşizm; Yaşasın mücadelemiz." Stevan Filipoviç onurun bekçisi direnmenin... Ölüm seni yanıltmasın... bir bir düşün yaşayanları, alnını korkusuzca kaldır kimin yanındasın yerin neresi ve senin en çaresiz anında tek silahın nedir? Öl seni yanıltmasın... Usanma hayata yaraşan sesi aramaktan her kurşun palazlandığı bir yuva vardır, her dal güneşin ve rüzgârın avuçlarında kendi hevesince boyanır, çünkü yaşaması gerekiyor bir şeylerin bir şeylerin bir şeylerin: senin olan Bak: kollarını bağlıyorlar son defa bakıyor dünyaya Nguyen Van Troi birazdan göğsünü parçalayacaklar ama kan onu geriletmiyor başlıyor şarkısına: "Yaşasın Ho Chi Minh; Yaşasın Vietnam..." Damarlarım damarlarına bağlı yaralarından çünkü öldürülmek istenen benim de sevincimdir Nguyen onun siperi... Bir bugday tanesi midir aynı titreyişle toprağa düşer düşmez kıpırdayan o şarkı... bir buğday tanesi mi? Ölülerimiz... Sesleri dünyamız kadar bilge. Birazdan kalkacaklarmış gibi uzanıp bir sipere koyulaşan.. Ölülerimiz.. Bakışları uçmaya hazırlanan bir kartal kadar çevik, vurgunum gizleyemem. Sen bağrımı amansızca zorlayan siyahlık unutma öldürmekten daha kuvvetlidir ölebilmek N. Behram Syf. 219.220.221.222.223
Sayfa 219 - EverestKitabı okudu
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.