Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Babam kesinlikle aynı fikirde değildi. Bakışlarım bilakis sinirlerini bozuyordu; müşkülpesent bir çocuktum ona göre, her daim memnuniyetsiz ve asık suratlı. Halbuki sebepsiz yere üzgündüm, o kadar. Benim de hoşuma gitmiyordu. Diğer çocuklardan farklı görünmeye meraklı değildim. Sebepsizlik onun dünyasında hastalıkla eşdeğerdi; deliler sebepsiz yere güler, sebepsiz yere hüzne kapılır, olur olmaz zamanlarda tuhaf hareketler sergilerdi. Aklı başında insanlar gayet anlaşılır gerekçelere sahipti. Özellikle bunun altını çiziyordu: Anlaşılırlık Anlaşılırlığın ölçüsü de kendisiydi; onun uygun görmediği her davranış hatalı, saçma ve yersiz bir saplantının sonucuydu. Benim kimseye bir zararım yoktu. İçekapanıktım. Ürkek ve neredeyse dilsiz. Ağabeyim benden farklıydı. Babam, "Girişken, tuttuğunu koparan biri olacaksın. Yoksa iş hayatında ezerler seni, başladığın yerde kalırsın" diye tembihliyordu bizi karşısına alıp. Ağabeyime değil daha çok banaydı sözleri; o rüştünü ispatlamıştı, bakışları cin gibiydi. Ağlamaklı, üzgün bakan gözler benimdi. Başladığın yerde kalmak bu dünyanın en berbat, en affedilmez suçuydu.
Sayfa 129Kitabı okudu
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.