Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
Sevince sevinç, sevgiye sevgi eklemenin adıdır minnettarlık
Cemil Meriç
Cemil Meriç
, en sevdiğim Fransız yazarlardan düşünce dünyasına ve yazı hayatına onunla girdiğim edebiyattaki ilk aşkım, der Balzac için. Dünyanın en büyük romancısı Türkçeye kazandırılmadıkça, ülkemizde gerçek roman kolay kolay boy atamaz. Romanlarında adeta rüyalarını yaşar. Her roman gerçek toprağında gelişen, dal budak salan bir rüya. İki türlü Balzac var yaşayan ve yaratan olmak üzere. Birinci Balzac öfkeleri, azgınlıkları, bayağılıkları, hülyaları ve arzularıyla ikincisinin ham maddesi. Bu Ülke kitabında Balzac ile ilgili düşüncelerinin yanı sıra onunla ilgili bir kitap yazma hayalinden de bahseder Cemil Meriç. Onun ne kadar haklı olduğunu kitabı okurken düşünmemek imkansız. Sefaleti, ıstırapları ve yalnızlığı, merkeze alıp; insanın zaaflarını, gösteriş budalalığını, paranın insan üzerindeki etkisini oldukça trajik bir şekilde ele almış yazarımız. Kitapta babalık, gerek hoşgörüsüyle gerek sevgisiyle saplantılı bir hale dönüşen, kendinden fedakarlıklar vere vere tükenen Goriot Baba karakteri üzerinden gözler önüne serilmiş. Eşini kaybettikten sonra tutunacak dalı olan kızlarının bir dediğini adeta iki etmemiş hiç. Kızlarına olan bu akıl almaz bağlılık, kuşkulu ve zarif sevgi ne yazık ki Goriot’un felaketini de beraberinde getirmiş. Kuşkusuz aile bağları en güvenilir olanlardır. Başına ne gelirse gelsin koşulsuz sevgisini esirgemeyen, her daim yanında olduğunu hissettiren ailedir. ‘Toplum, dünya babalık üzerine kuruludur, çocuklar babalarını sevmezse her şey yıkılır.’ Aslında bu durumun suçlusu ölüm anında kendi öz eleştirisini yapabilen Goriot’un kendisidir. Bunun bilincinde bir baba olması çocuklarıyla olan ilişkisindeki tutumu ve kızlarının evliliği üzerinden toplumsal eleştirilerini dile getirmiştir bir nevi. Sezai Karakoç’un şu sözünü hatırladım ister istemez: #147373834 Ayrıca merhametli, hoşgörülü ya da fedakâr olmak gereklidir ama istismar da edilmemelidir bu değerler. Ve bilinen bir gerçektir ki her şeyin aşırısı zarardır. Ne ifrat ne tefrit aslolan itidâlden ayrılmamak o ‘denge’yi kurabilmektir! Paris’in şatafatlı ihtişamında yer almak isteyen bu yüzden de vicdanı ve heveslerine karşı hep bir mücadele içinde olan hukuk öğrencisi Eugene Rastignac, gösteriş ve birbirini çekememe hırsına yenik düşen Goriot’un iki kızı Madam de Restaud ve Madam de Nucingen, ne olursa olsun önceliği hep pansiyonu olan Madam Vauqur, zekasını ve yeteneğini kısa yoldan para elde etmeye odaklamış kürek mahkumu Vautrin, bir ölümün toplumda aymazlığa varıp saniyesinde yiyip içmeye, gırgır şamataya dönebilmesine hâlâ şaşırıp kalabilen tıp öğrencisi Bianchon ve gerçekliğini etrafımızda görebileceğimiz nice karakterler… İtiraf etmeliyim ki başta bu karakterler sebebiyle oldukça zorlandım. İlk 60-70 sayfa kim kimdi, hepsi birbirine girdi. Ama olayın akıcılığı ilerlemeye başlayınca netleşti kafamdaki şema. Sonrasında kitabın içine çekildim zaten. Daha önce yazarın
Vadideki Zambak
Vadideki Zambak
kitabına başlamış yarım bırakmıştım. Belki zamanı değildi belki sabırsızdım. Şimdi ise yazarın diğer kitaplarını daha bir merak ve istekle okuma ihtiyacı hissediyorum. Velhasılı,
Goriot Baba
Goriot Baba
okunması gereken harika bir klasik. “Nankörlük, alınan ya da hissedilen sevincin birazını, sevinç ve sevgi biçiminde vermeyi becerememektir.“
Kemal Sayar
Kemal Sayar
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · İş Bankası Kültür Yayınları · 202114,8bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
686 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.