Merhaba sevgili okur, Hoffmann’ın kalemi ile tanıştım. Masal ile gerçeğin kucaklaştığı bir kitap. Gerçeğin masalsı anlatımı desem daha doğru olacak galiba. Kitabın anlatmak istediği alt metni çok başarılı buldum. Sürükleyici bir anlatımı olmasına rağmen hayal etmekte, kitabın kurgusuna dahil olmakta zorlandım ama bu benim sık sık okumaya ara vermemle ilgili olabilir. Anlatım dili okurla konuşur gibi, bu anlamda etkilediği yazarlarda da benzer bir anlatım söz konusu. Okuma esnasında günümüzü ve kendi yaşantılarımı ayrıca kibir, kendini dev aynasında görme gibi kavramları sorguladım. Her şey göründüğü gibi mi yoksa bize gösterildiği gibi mi? Algıyla oynamak için perilere, sihirlere gerek var mı?… Cevap oldukça açık aslında… Puanım: 8/10 Herkese keyifli okumalar olsun efenim… *Alıntılar* * Fakat bir insan ya da bir ülke için hiçbir zaman var olmamaktan daha kötü ne olabilirdi ki! * İnsan büyük bir bilgin olsa da hayatın en sıradan olaylarından bile bihaber olabilir ve tüm dünyanın bildiği şeyler hakkında acayip düşlere kapılabilir. * Cesaret eden, mutlaka zafere ulaşır. * İnsan ilk önce savaşacağı düşmanı tanımalı, yok etmek istediği etkinin kaynağını bilmeli. * Aşıklar sadece kendi aşklarından söz edilmesini ister, sadece kendi aşklarını konuşmaya değer bulur, tıpkı şairlerin sadece kendi dizelerinin okunmasından hoşlanmaları gibi. * Şair diye adlandırılabilecek kişiler, ancak doğuştan içsel müziğe sahip olan şanslı insanlar olabilirler. * “Demek ki, o ölmekten korktuğu için öldü!”

Küçük Zaches Namıdiğer ZinnoberE. T. A. Hoffmann · Can Yayınları · 2018163 okunma

·

71 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.