Gönderi

Robin Cook
Irak'ın muhtemelen, bizim anladığımız manada, kitle imha silahı yok, bunları stratejik bir şehir hedefine karşı ateşleyebilecek kapasiteye sahip fırlatma sistemi de. Muhtemelen halen biyolojik toksinlere ve savaşta kullanabileceği kimyasal cephaneye sahip. Ama zaten Irak bunlara -Amerikan firmalarının Saddam'a anthrax (şarbon) bileşenleri sattığı ve dönemin Ingiliz hükümetinin kimyasal ve cephane fabrikalarına destek verdiği- 1980'lerden bu yana sahip bulunuyor. Peki o halde, 20 yıldır orada duran ve oluşumunda katkımız olan askeri kapasiteyi etkisiz hale getirmemiz için askeri bir operasyon düzenlememiz neden bu kadar aciliyet arz ediyor? Saddam'ın silah programını tamamlama isteği BM denetçilerinin varlığı ile zaten bloke edilmişken, bu hafta savaşa girmemizi gerektiren ne? Sadece birkaç hafta önce Hans Blix, Güvenlik Konseyi'ne, geride kalan anahtar konumdaki silahsızlandırma çalışmalarının birkaç ay içinde tamamlanabileceğini söyledi. Şimdiyse Irak'ın silahlardan arındırılmasının tamamlanması için ayların değil, 12 yılın gerektiğinin ve sabrımızın tükendiğinin söylendiğini duyuyorum. Diğer yandan, İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesini öngören 242 no'lu karar tasarısının çıkarılmasından bu yana 30 yıl geçti. İsrail'in, bu tasarıya boyun eğme çağrılarına yönelik kararlı reddi karşısında aynı sabırsızlığı göstermiyoruz.
Sayfa 286 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.