«Istırabımı görmeyen körün yüzüne tükürmek istiyorum»
Diyen Fransız şairi ne kadar haklıydı. Benim, içinde yaşadığım ruh iklimine göre, Mustafa Şekip, kızgın çöllerin devesine nispetle buz dağlarının kutup ayısını yaşatıyor; ve idraksizlik içindeki üstün idraki, korkunç bir ahmaklık aczi halinde ortaya döküyordu.
Ona sordum:
- Sen öldükten sonra senden ne kalacak?..
Bir köşede pinekleyen, nasırlı ve çarpık ayaklarının şeklini almış iskarpinlerini gösterdi:
- Bunlar kalacak!..
Ne kadar yalnızız, ne kadar yalnızız!..(Paskal)ın dediği gibi:
«Yapayalnız ölürüz!»
Yapayalnız yaşar ve yapayalnız ölürüz!
İşte bu yalnızlığı kökünden giderici ve büyük visâle erdirici yol... Onun ilk çilesi içindeydim.