Gönderi

Sivil itaatsizlik tarihi - 1 , Sokrates ; " Tarihin kaydettiği ilk sivil itaatsizlik eylemcisinin M Ö 5/4. yüzyıl düşünürü Sokrates olduğu kabul edilir. Yazılı eser bırakmadığı ve hiç seyahat etmediği için, kişiliği ve öğretileriyle ilgili bilgileri öğrencileri Platon ve Ksenophon’un eserlerinden öğreniriz. Aslında yaşayıp yaşamadığı bile kesin değildir. Bazıları, Sokrates’in Platon’un ikinci kimliği olduğunu ileri sürerler. Sokrates, kaynaklarda yaz-kış üstünde bir harmani ile ve çıplak ayakla dolaşan, dökülmüş saçları, yuvarlak yüzü ve kaba görünümü ile filozoftan çok hamala benzeyen biri olarak tarif edilir. Şaraptan, aşırı yemekten, zevk verici alışkanlıklardan uzak yaşar. Gösterişten uzak sade tavırlı, sözüne ve borcuna sadık, dürüst, yeise kapılmayan, dirençli ve güçlü biridir. Hayatının uzunca bir döneminde askerlik yapan, ilerleyen yaşında halk mahkemesinde jüri üyeliği ve yargıçlık görevlerinde bulunan Sokrates’i asıl ünlü yapan gençlere yönelik dersleridir. Bu dersler, çarşıda, sokaklarda, parklarda şiir, felsefe, bilim, sosyal konularda yapılan serbest konuşmalar şeklinde geçer. Ahlaklı ve bilgili gençler yetiştirmeyi amaçlayan Sokrates, karşılıklı konuşma şeklinde yürüttüğü bu derslerini ücretsiz verir. Derslerinin temel meselesi “Doğru bir yaşayış nasıl olmalıdır?” sorusuna cevap aramaktır. Sokrates, 70 yaşını aştığı sıralarda popülerliğini kıskanan ve derslerde kendi çıkarları doğrultusunda kurdukları düzenin eleştirilmesine katlanamayan elitler tarafından, ‘dinsiz’, ‘devletin tanrılarını yok sayarak, yeni tanrılar yaratıyor’, ‘Atina’nın tanrılarından farklı tanrıları yüceltiyor’ diye ölüm cezası talebiyle mahkemeye verilir. Ancak 200 bin nüfuslu Atina’da yaşayan 30 yaş ve üzeri 6 bin yurttaş tarafından kurayla seçilen Beşyüzler Meclisi’ndeki yargılaması sırasında yaptığı savunma tarihe geçecektir. Sokrates, soru-cevap şeklinde geçen yargılama sürecini öylesine ustalıkla yönetmiştir ki, bir süre sonra yargılayanla yargılanan yer değiştirmiş, ‘yargıç’ Sokrates, Atina halkını, soylularını, devlet düzenini yerden yere vurmuştur. Sokrates’in ‘diyalektik’ sorgulaması üzerine ne diyeceğini bilemeyen mahkeme heyeti fikirlerinden vazgeçtiğini söylemesi halinde affedilebileceğini söylediği halde Sokrates bunu kabul etmemiş, öğrencileri kendisini hapisten kaçırmayı teklif ettiklerinde reddetmiştir. Mahkeme uzun süren tartışmaların ardından Sokrates’i suçlu bulduğunu açıklar. Cezası baldıran zehri ile öldürülmektir. Sokrates’in cezasının nasıl infaz edildiği, Platon’un Fedon isimli eserinde ayrıntılarıyla anlatılır. Buna göre, Sokrates, cezanın infazını yakın dostlarıyla beklemiş, kendisine zehri getiren görevliye “Pekâlâ dostum, sen bu şeyleri bilirsin, ne yapmam gerekiyor?” diye sormuş, görevlinin “Sadece iç!” demesi üzerine, geleneğe uygun olarak kabın içindeki zehirden tanrıların payı olan bir damlayı yere döktükten sonra kalanını bir kerede içmiştir. Ardından da dersine devam etmiştir. Vücudunun soğumaya başlaması üzerine, öğrencilerinden Kriton’a, hasta olan bir başka öğrencisi ve dostu Apollon’un iyileşmesi için sağlık tanrısı Asklepios’a bir horoz adadığını, bu adağı yerine getirmeyi unutmamasını söylemiş ve son nefesini vermiştir. Sokrates, yargılama süreci boyunca suskunluğun da en az konuşma kadar güçlü bir eleştiri yöntemi olabileceğini; ölüme karşı tutumuyla ise öldükten sonra dünyamızın bizsiz olacağından duyulan korkuyla nasıl baş edeceğimizi göstermiştir. "
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.