Halk, kullandığı eşyayı, kendi zevkine göre nasıl bir kültür malzemesi haline getiriyorsa, aydınlar ve sanatkarlar da o kültürü yeniden yoğurmakla yükümlüdürler. İşte ancak o zaman şiirde, edebiyatta, musikide, resimde, mimaride, el sanatlarında, vs. harikulade güzel ve büyük sanat eserleri ortaya çıkar. Bunun adına, yüksek kültür denir ve kültürler, yüksek medeniyetleri tarih sahnesine çıkarabilirler.
O halde, daha sanatkarlardan başlayarak bütün bir gençliğin, acilen eski değerlerimizi keşfetmesi gerekmektedir. Yunus'u, Fuzüli'yi, Karacaoğlan'ı, Şeyh Galip'i tanımayan bir neslin büyük şair yetiştirmesi düşünülemez. Levni'yi tanımayan ressamımızın, Sinan'ı incelemeyen mimarımızın, Dede Efendi'yi bilmeyen musikişinasımızın düşünülemeyeceği gibi.