Bilinçsizliği kısa tarihi;Benim tarafım “insanlıktır.” Tüm insanların bir olması, birleşmesi, ırkçılığın, sınırların ve dinciliğin ortadan kaldırılmasıdır. İsteyen benim tarafıma geçebilir, isteyen de kendi tarafında kalabilir ya da başka bir taraf seçebilir. Ama şunun unutulmaması gerekir; insan öldüğünde mezar herkese eşittir. Mutlu ve refah içinde yaşayacağımıza, neden ölüler gibi yaşamayı tercih ediyoruz. Mum ışığını güneşe çevireceğimize, elimizde olan mumu da hep birlikte söndürmeye çalışıyoruz. (Arka Kapaktan)
Baler Anıl’ın ilk okuduğum kitabı yazar hakkında kitaptan çıkardığım bilgiler doğrultusunda kendisi Nakşibendi kültürü içinde yetişmiş ve küçük yaşta öğretilenleri sorgulamaya, okumaya, araştırmaya koyulmuş şüpheye önem verdiğini aslında kendisinin ne ateist nede deist olmadığını vurgulamış. Hayatımda en sevmediğim kimseler dinciler, ırkçılar ve politikacılardır. “Ben kimliklendirmeyi, belli bir yere yerleştirmeyi özellikle reddediyorum. Ben sizlere bakarak bu eseri yazdım zaten “ okuyan inanmaz, inanan ise okumaz. Siz birincisini seçin “inanmayın” diyerek Hiçbir şekilde kutsal metinlere, insanların inançlarına ve ideolojilerine saldırı, iftira, sansür ve yalana dair bir konuşma yapmadığını fakat inanmak yerine araştırmak, okumak ve konuları akıl süzgecinden geçirmenin gerekli olduğunu savunarak rasyonel düşüncesini ortaya koyduğunu belirtmiştir. Hiçbir şekilde dinlere, idolojilere, din ve idolojilerin altını dolduran insan düşüncelerine herhangi bir garazım yoktur. İsteyen istediği inancı ve idolojiyi seçme hakkına sahip olmakla beraber ilkeli bir şekilde düşüncelerini rahatlıkla savunabileceği, ama savunduğu bu inancı, ne olursa olsun araştırması, körü körüne bağlanmamasını,bireyin egemen olan ve kendisini üst akıl olarak piyasaya süren kişilerin fantezilerine uyum sağlamayarak, bilinçlenmesini önermektedir. Tabulaşmış ve bilinçaltına yerleştirilmiş hiçbir fikir kolay kolay kolay sökülüp atılamaz. Fakat azda olsa değişim ve gelişim sahasında beyni evirmek gerek diyerek oldukça düşündürücü, ıspatlar niteliğinde, araştırarak, alt not yazarak tarihler ve kaynaklarla bize sunmuştur.
Bilinçli olmak demek ; Ayrımcılık duvarlarını balyozla yıkmak, renk, dil, din ve etnik kökenci düşünceleri zihinden silmek, mümkün derece eşit olmak, sınıf ve cinsiyetçilikten uzak durmak ve hepimiz insanız, hepimiz yeryüzünün yaşayan varlıklarıyız, hepimizin yaşama ve özgür düşünme hakkına sahibiz demektir. Yapmamız gereken tek şeyin kendimizden başlayarak daha güzel bir dünyanın mümkün olduğuna inanmayı, eğer kendimizi düzeltirsek, gün gelir yegane egemenlik insanlığın olacağını anlatmış. Bana biraz Turan Dursun- Din Bu kitabını anımsattı sonu benzemesin. Siz okuyucular ne düşünürsünüz bilemem ama beni oldukça düşündürdüğünü söyleyebilirim.
İyi okumalar…