Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ölü bir adam düşünebilir miydi? Beyin hücreleri, cesedinin gömüldüğü toprağın üzerinde oynayan çıplak ayaklı çocukların topuklarından dökülürken ne kadar düşünebilirdi? Ben, ruhun varlığına inanmam. Ölümden sonra hayatta kalan hiçbir şey yoktur. Beden, insan zihninin organik düzeneğidir. Çalışıyorsa, hayattaysa düşünce üretir. Beyindeki elektrik akışının sona ermesiyle ne ruh kalır ne de zihin. Nasıl bir akü, elektriğin kendisi olduğunu iddia edemezse, insan da enerjinin kaynağı olduğundan söz edemez. Ama hayalperestlik ölümlüye hastır. Tanrının yansıması olduğunu iddia etmek, ölünce ona dönmek, ölümlü bir deri çantada ölümsüz bir ruh taşımak. Çocuklar için bütün bunlar. Anlaşılması gereken, bedenin bir depo olduğu. Boşaldığı zaman imha edilen bir depo. Nereden mi biliyorum? Çok basit. Ölü bir adama sordum: “O zaman, ölümü anlat bana. Ölümden sonra ne olduğunu anlat.“ “Evren, tekâmül üzerine kurulmuştur. Varlıklar, tamamlanana kadar hayata gelip giderler. Böyle diyeceğimi sanıyorsun, değil mi? Tekâmül ne demek, biliyor musun? Olgunlaşma, demek. Evrim, demek. Peki, bunların ne olduğunu biliyor musun? Söyleyeyim: Olgunlaşma, kimseye ve hiçbir şeye güvenmemeyi öğrenmektir. Evrimse, boş bir ağızla doğup, gerektiğinde insan eti yiyecek kadar keskin dişlere kavuşmaktır. Yeniden doğmak, ölümden sonra hayat, sonsuz bir ruh. Çocukça bütün bunlar.
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.