Sarıklı gördüğün câhilleri zanneyleme nevvâb,
Kurutmakçün dıraht-ı mülkü gûyâ bir diken sarmış;
Başından boynuna indir, anınla boğ hemen kelbi,
Sarık sanma, bir ölmüş beyne tutmuş bir kefen sarmış.
...
Vükelâyı sıraya çeksem eğer, zâhir olur:
Kimisi hırsız, uğursuz, kimi nâdan gibidir.
...
Yediği bokları tathir edemez bahr-ı muhît,
Seyyiâtı karada bir koca umman gibidir.
...
Bir sürü sanki koyundur millet,
Sürünün kurdu Hamîd-i Sânî;
Nice can yaktı, ocak söndürdü,
Dûzaha gitmedi hâlâ cânı.
Pâdişâhım! Ehl-i mahşerden hayâ etmez misin?
Sağlığında herkese sihr eyledin câdû gibi;
Kimseden umma sakın bir Fâtiha ba'd-el-memât,
Çünki kırbaçla alınmaz Fâtiha vergû gibi.
...
Pâdişâhım! Bir dırahta döndü kim gûya vatan,
Dâimâ bir baltadan bir şâhı hâlî kalmıyor;
Gam değil ammâ bu mülkün böyle elden gitmesi,
Gitgide zulm etmeye elde ahâlî kalmıyor.
...
Her biri hâlince icrâ-yı mezâlim etmede,
Görse bir me'mûru insan bir şakî zanneyliyor;
Eyleme beyhude, ey bî-çâre, feryad ü figan
Âh-ı mazlumu hükûmet mûsıkî zanneyliyor.