kaygusuz abdal'ca dolaş, dünya senin
ey havari, bir su başında dur ve gözlerin
yıkansın suların cam parıltısında
yağmuru oku, göğü dinle, sonra vazgeç
seferlerden dönen yitik savaşçı
adını ağaçlara kazı, bir de kabzasına silahının
son hücrene ölü gir
canın bir soluk demek olduğu dünyadan
karanlıkta
bir yolcu gibi geç
ve kendine dön
usul bir sesle anlat öykünü
ve göç!
yokluğun hicri takvimine düşür adını