Tatcı, dördüncü beyitte Ankara'nın başkent olacağına işaret edildiğini söylüyor. Doğrusu, şâr'ın tamamen sembolizm ürünü olarak mütalaa edilmesi gerektiği yönündeki görüşüyle bu görüşü tenakuz içerisindedir. Selefî yöntemle okuyunca, şâr'ın Ankara olduğunu belki düşünebilirsek de, bu sefer son beyitteki ithama muhatap oluruz.
Hacı Bayram sevgisiyle Atatürk sevgisinin telifi kaygusu onu bu neviden anlamsız ve zorlama yorumlar yapmaya sevketmiştir. Ankara'da bir keramet varsa Hacı Bayram'ın kendisini bulundurmasından kaynaklı olmalıdır. Yoksa n'itsin Ankara'yı Hacı Bayram? Bana Ankara'nın şunu vardır deyin, Ankara'yı öveyim. Ankara ortada bir şehirdir, o kadar. Kemal nezdinde de Ankara ortada bir yerde bulunduğundan önemli değil miydi?