Ruhunda uyanan bir kıvılcım, bu kadar kısa sürede tüm vücudunu esir alabilir mi? Özellikle boş, gayesiz ve anlamsız bir yaşam(!) süren birinin ruhunu ele geçirip, o ruhta canlanma ve yaşama arzusu uyandırabilir mi? Raif'te öyle oldu. O kıvılcım onu yaktıkça yaktı külünü nereye savursaydı? Raif'in Maria'dan önceki dünyası karanlık ve sessizdi. Maria ile birlikte bu dünyası ışık aldı ve Raif bir ruhu olduğunu anladı. O benim hayalimdeki bütün kadınların karışımı diyordu bir cümlesinde. Çok nahif ve ince sevdi; kırmadan her şeye razı olup onun mutluluğunu kendi mutluluğu bildi. Ben Raif'in sevdasını ve duygularını ifade ederkenki zarifliģini sevdim ve Maria yerinde çok olmak istedim...
Maria ise erkeklere karşı büyük önyargıları olan biri. Ona her ne kadar kızsam da kim bilir eski yaşamında neler oldu ki hayat onu bu düşünceye sevk etti. Zaten bu önyargılar bazen bizde de kendini göstermiyor mu? Maria gibi bizde de inanmak noksan...İnsanlar bizden inanmak gücünü almışlar...Ama gel gör ki aşk nelere kadir? Aşk, en sarsılmaz sandığın 'en doğrularının' sağlamasını yapıyor...Büyük konuşmayacaksın yani;)
Burda bırakıyorum kelimeleri...Çünkü gerçekten ifade edecek kelime bulamıyorum. İkinci okuyuşum ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki üçüncü kez de okuyabilirim. Kitap sizi içine alıyor. Hasretini çektiğiniz aşka, güvene, inceliğe yani kısaca güzel olan her şeye hapsediyor. Ve bu hapisten çıkmak istemiyor insan. Müebbet yemeye hazır ve istekli...
Okuyun, okuyun, tekrar okuyun...
Keyifli okumalar diyeceğim ama duygu dolu okumalar desem daha yerinde olacak gibi:))