Herkese selam. Okurken oldukça keyif aldığım bu kısa kitap üzerine bir şeyler söyleyeceğim şimdi. Farklı bir kurgu okumak, derin düşüncelerin bu kadar kolay anlatılmasına tanık olmak ve bu basit şeylerin bir o kadar da akıl almayan boyutlarına bakmak isteyenlere bu kitabı öneririm.
Yazar her şeyin yalnızca iki boyuttan oluştuğu ve adı Düzülke olan bir dünya ile bize iki ayrı konudan bahsediyor. Baş kahramanımız bir Kare ve kendisi avukat. Kendisi ilk bölümde, evrendeki her şeyi üç boyut düzeyinde algılayan biz Uzayülkeliler için kendi dünyasındaki varlıkların onun gibi iki boyutlular tarafından nasıl görüldüğü ve algılandığının tasvirini veriyor önce. Bu tasviri yaparken size şekiller de vermiş. İki boyutlu bir dünyayı tasarlayıp anlayabilmek adına bu ilk bölüm çok güzel bir deneyim olmuştu benim için. Örneğin siz de iki boyutlu bir şekilsiniz, sözgelimi bir beşgen; bu durumda karşınızdan gelen bir altıgeni nasıl algılarsınız ve onun altıgen olduğunu nasıl bilirsiniz? İşte böyle bir evren tasarımı sonrası bu evrendeki şekillerin nasıl bir anlam kazandığını anlatıyor Kare.
Birinci bölüm olan "Bu Dünya"da yazar kendi dünyasının biraz işleyişinden biraz da tarihinden bahsediyor ve bunu da şekiller üzerinden yapıyor. Düzülke'de tüm şekiller bir sınıfı temsil ediyor. Çizgi olanlardan üçgen, dörtgen gibi diğer çok kenarlı bütün şekiller ayrı ayrı sınıfları simgeliyor. Yazar ironi yapmak ve bu soruna değinmek için olacak diye düşünüyorum, kadınları çizgi olarak göstermiş. Asker sınıfı üçgenler, çalışan sınıfı da kademe kademe dörtgenler ve diğer çokgenler temsil ediyor. Kenar sayısı arttıkça da mükemmel şekle yaklaşmış oluyoruz bu evrende, yani daireye. Rahipler ve diğer üst düzey olanlar da bu sınıfta bulunuyor. Kitabı okuyanlarla konuştuğumda bu nokta üzerine konuşabildim sadece, nedense kitabın tek olayı şekiller üzerinden sınıfların yorumuymuş gibi bahsettiler. Son olarak bu evrenin tanıtıldığı ilk bölümde yazar bozuk şekillere ne yapıldığı, sınıflar arası geçişin nasıl olduğu ve bu evrende bir şeylerin nasıl ekilip biçildiği ya da yazının nasıl yazıldığına dair ufak birkaç şey söyledikten sonra beni en çok etkileyen bölüme geçiyor.
İkinci bölüm olan "Başka Dünyalar"da ise baş kahramanımızın rüyasında Çizgiülke dediği ve boyut sayısının bire düştüğü bir dünyaya gidiyor ve oranın kralıyla varlıkları üzerine konuşuyor. Boyut farkının böyle canlı bir anlatımı ile etkilendikten sonra vurucu olan bir diğer noktaya geliyoruz.
Kare bir gün evinde otururken ayrıntılarından bahsedip kitabın heyecanını kaçırmamak için burada anlatmayacağım bir deneyim yaşıyor. Burada yazarın açtığı başlık "Uzayülkeli Bir Yabancıyla Nasıl Tanıştım?". Kare'nin yaşadığı bu deneyimden sonra neler olduğunu da okuyunca boyutlar üzerinden tasarlanan bu macera bitmiş oluyor.
Bu yazıda bahsedeceğim bir nokta da yazarının İngiliz bir dinadamı olması. Böylesi bir kavrayışı ve anlatımındaki açıklığı çok iyi buldum. Alfa Yayınları baskısında kitaba Isaac Asimov'un "Sınırlamalar" başlıklı bir yazısı da eklenmiş girişte, ki bu yazı da çok iyiydi.
Bu kitapla birlikte boyutlar ve farklı dünyaların olasılığı üzerine okumalar yapmak isteyenlere önereceğim birkaç yazar ve kitap da olacak. Bunlardan ilki yakın zamanda okuduğum 
Tanrı Denklemi . Michio Kaku bu kitabında kısa bir bilim tarihi özeti verdikten sonra başka boyutların algılanmasından bahsediyor ve son sayfada şimdi incelemesini yaptığım bu kitabı anlatıyor. Yine boyutlar üzerine ihtimallerin sıralandığı ve bu farklı boyut arayışının sürdürüldüğü Kaku'nun bir diğer kitabını da öneririm: 
Hiperuzay . Ve son olarak geldik okurken yine çok beğendiğim bir bilimkurgu üçlemesi olan 
Üç Cisim Problemi 'ne. Üçleme biraz uzun gelebilir ama boyut ve evrende yaşayan başka varlıkların olasılığı üzerine tasarlanmış müthiş bir seri. Her kitapta gerilim yükseliyor ve olayların büyüklüğü daha da artıyor. Yine bu üçleme için de belki bir inceleme yapabilirim ama okumanızı önereceğim güzel bir üçlemedir.
Hepinize iyi okumalar!
·
541 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.