“…Ah bu evlerde ne güzel ziyafetler verilir, danslar edilirdi; dinsel toplantılar olurdu, ilahi sesler yükselirdi. Düğünler olmuştu bu evlerde…
Kârlarını almak için neyi aldılar, biliyor musunuz?
Elimizden aldıkları nedir? Ama şu masa başında oturan eşşoğlu eşşekler yok mu, onlar kendi karları için halkı parçaladılar, böldüler. Evet, tastamam parçaladılar. Halkın yaşadığı yerler halkın kendisidir, onun ayrılmaz bir parçasıdır. Artık halk bir bütün değildir, çünkü hepsi yollarda, otomobillerin üzerinde yapayalnız. Artık onlar yaşamıyorlar. O eşşoğlu eşşekler, halkı öldürdüler.”