İllâ Madonna olacaksa, renksiz olsun bir zahmet..
''Büyüsünden sıyrılmamız gereken sözcüklerden biri --en önemlilerinden biri-- de 'insan' sözcüğü. Bir tılsım gibi kullanıp en yüce duyguların aracı haline getiririz onu; tek tek insanı, kişiyi (dostumuz olsun düşmanımız olsun) o sözcüğün yardımı, aracılığıyla ezmekten, yıkmaktan çekinmeyiz. Düşlediğimiz, tasarladığımız, kurduğumuz, dilediğimiz bir anlamı yükleyiverdiğimiz 'insan' sözcüğü, sırasında en güçlü aracımız, saldırganlık kargımız olur.
İnsanı en yüksek yere yerleştirmekten, hayvanlardan, bitkilerden, sulardan, dağlardan çok önemli olduğuna, her şeyin insan için yaratılıp insana kulluk etmesi gerektiğine inanırmış gibi yaşamaktan vazgeçelim. Belki o zaman insanın değerini öğrenir, hayvanla, bitkiyle, suyla, dağla, taşla birlikte bir anlamı olduğunu, olabileceğini anlar, belki o zaman insana saygı duymasını başarırız (Sayfa: 218-219) der, Bilge Karasu 
Bilge Karasu Gece 
Gece kitabında.
*
Her ne kadar hayatıma tam oturtabilmiş değilsem de, çoğu zaman o ''insan'' kavramının, sanki ''kötü bir büyü'' gibi saran tarafına sarılıp, anlamlar yükleme hatasına düşsem de, bu cümlelerin doğruluğunun altına imzamı atarım, kendi adıma..
İşte tam da burada, Siyah Madonna kitabını okurken, bir yandan zihnimden geçen düşünce şu oldu: Aslında okuduklarım içinde, insanı özüne döndürecek kitaplar başlığıyla bir liste yapsam.. Bu listenin başında olacak kitaplardan oldu Siyah Madonna.
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.